Ayn Calut Savaşı
Ayn Calut Savaşı günümüzdeki İsrail topraklarında yapılmış olan tarihi bir savaştır. Ayn Calut Savaşı iki orduda ağır kayıplar vermiştir. Dolayısıyla tarihin en kanlı savaşlarından birisi olarak bilinir.
Ayn Calut Savaşı Nedir?
Ayn Calut Savaşı Memlükler ve Moğollar arasında yapılmış olan bir muharebe savaşıdır. Bu savaşta iki orduda ağır kayıplar vermiştir. Aynı zamanda Moğolların komutanı olan Kelboğa Noyan'da bu savaşta esir düşmüştür. Ayn Calut Savaşı Memlük tarihinin en kanlı savaşlarından bir tanesidir. Bu savaşta pek çok Memlük piyadesi ve okçusu imha edilmiştir.
Moğol ordusu Bağdat şehrini işgal etmişlerdi. Bağdat şehrini işgal ettikten sonra Suriye'ye doğru ilerlemeye başladılar. Moğol ordusu savaşmayı iyi bilen oldukça iyi askerlerden oluşan bir ordu idi. Ordunun başında Hülagü yer alıyordu. Eyyubi devleti sultanlarından olan Nasır Yusuf'da Hülagü'den bu dönemde büyük tehditler alıyordu. Almış olduğu bu tehditler sonucunda Memlük devletinden yardım talep etti.
Bunun üzerine ise Memlükler arasında bir toplantı gerçekleştirildi. Memlüklerin o zaman ki sultanı olan Sultan Mansur Ali'nin yaşı küçüktü. Yaşının küçük olması sebebi ile tahttan indirildi ve yerine Seyfeddin Kutuz getirildi. Hülagü ise bu haberi alır almaz Seyfettin'e bir elçi gönderdi. Amacı ise Memlük Sultanı olan Seyfettin'in kendisine bağlılığını bildirmekti. Hülagü Han elçilerin eline tehdit içeren mektuplar da vermişlerdi. Seyfettin mektupları okudu fakat hiçbir şekilde etkilenmedi. Moğollar'a karşı hiçbir şekilde boyun eğilmemesi gerektiğini söyledi ve direniş gösterildiği takdirde mukavemet gösterilecekti. Hülagü'nün gönderilen bu elçileri de Mısır'da Kahire'de idam edildi.
Bunun üzerine Suriye'de ki Ordu'nun başından ayrılmak zorunda kalan Moğol hükümdarı Hülagü Han Çin'de yaşanan karışıklıkların peşine düşmeye gitti. Bunun üzerine ise Moğolların başında Ketboğa Noyan bırakıldı. İki ordu Filistin'de karşı karşıya geldi. Moğol ordusunda Ermeni güçler ve Gürcü kuvvetler de yer alıyordu. Bu savaşın sonucunda Moğol ordusu önemli kayıplar veriyordu. Moğol ordusu adeta yerle bir olmuştu. İki ordu da kayıplar verdikten sonra Moğol ordusu artık kayıp veremeyerek geri çekilmeye başladı. Bunun üzerine Memlük ordusu yeniden karşı saldırıya geçti ve Moğol ordusunu tamamen yok etti.
Memlüklerin Moğollar karşısında zafere -muhtemelen Memlükler dahil herkesi şaşırtmıştı- götüren savaş söz konusu olunca şu soruya cevap aramak gerek:
Memlük zaferini hazırlayan sebepler nelerdir? Yalnızca talihin bir oyunu muydu? Yoksa bu netice bir çabanın veya stratejik bir dehanın ürünü müydü? Bu makalede, Memlüklerin zaferi ve Moğolların yenilgisinin veya müteveffa Prof. John M. Smith Jr.’un ifadesiyle, Memlüklerin başarısı ve Moğolların başarısızlığının bazı etkilerini ele alacağız.
Savaşın gürültüsü nihayet dinip tozlar yatıştığında, Sultan Kutuz savaş alanında ne buldu? Çok sayıda Moğol cesedi ve bir miktar esir… Diğer Moğollar ise yakındaki tepelere ve (Calut Vadisi dahil) dere yataklarına sığınmışlardı. Bunların da peşine düşüldü ve dere yataklarına saklananlar çıkarılan yangınlar yüzünden ya açığa çıktılar veya diri diri yandılar.
Savaş meydanından kaçabilen Moğollar ise kuzeye yönelerek ülkeyi terk ettiler. Yol boyunca da subayları ve Moğol yanlısı yerel kabile mensuplarını yanlarına aldılar. Bölgedeki köylüler ve bedeviler yenilip kaçan Moğolları avlamada üzerlerine düşeni yaptılar. Emir Baybars bir Memlük birliğinin başında Moğolları Suriye’nin kuzeyine kadar takip etti. Ele geçirdikleri ganimetler arasında Moğol garnizonu ile birlikte Suriye’de bulunan Moğol kadınlar ve çocuklar da vardı.
Moğol komutanı Kitbuka’nın savaş meydanındaki ölüler arasında bulunan cesedi oğlu tarafından teşhis edildi. Savaşın nimetlerini paylaşmak veya en azından affedilmek için üç Eyyubî prensi öne çıktı. Hamalı el-Mansur Muhammed Memlüklerin yanında savaşmıştı ve kuzey Suriye’deki prensliğine geri döndürülerek ödüllendirildi. Sabık Humus prensi Melik Eşref Musa Moğolların saflarında savaşmıştı ancak savaş meydanından (Memlüklerle koordineli olduğu açıktı) erken kaçmasından dolayı ödüllendirilmedi. Yine de birkaç yıl sonra Humus’a dönmeyi başardı. Öbür yandan, kuzey Golan’daki Sübeybe ve Baniyas emiri Said Hasan da ödüllendirilmeyip, Moğolları coşkuyla desteklemesi ve savaşın sonuna kadar onların safında savaşması (ve hatta Hıristiyanlığı kabul ettiğine dair dedikodular vardır) nedeniyle ağır biçimde cezalandırıldı ve oracıkta idam edildi.
Kutuz Şam’a ilerledi ve 8 Eylül’de, yani savaştan yalnızca beş gün sonra oraya ulaştı. Moğolların yenildiği haberi bu şehre ulaştığında Hıristiyan karşıtı ayaklanmalar çıkmıştı. Hıristiyanların Moğolları coşkuyla karşıladığı görüldü (oysa Moğolların yerel işbirlikçilerinin hepsi Müslümandı) ve Hıristiyanlar kısa süreliğine -ama aşırı gürültücü bir şekilde- zımmi yasalarının kaldırılmasının sevincini yaşamışlardı.