Bir kahramanın manifestosu

AuH4...kREq
5 Jan 2024
109

Sene 1941. Faşist Hitler Almaniyası Avrupa ülkelerini birkaç haftada işgal etmiş, kuzeydoğu cephesinde de Sovyetler Birliğine saldırmıştı. Ahmediyye Cebrayılov Azerbaycanda Ohut köyünde çiftçi idi. Silah altına alındı, savaşa gönderildi.. Almanya cephesinde savaşmağa başladı.


Ve bir gün şiddetli muharebe günü yaralandı. ....Kendisine gelip gözünü açtığında artık çok geçti, almanlara esir düşmüşdü. Çok ağır yaralanmıştı. Bir anlık düşündü ki, ömrünün son saatlarını, belki de son dakikalarını yaşıyor. Azerbaycanı, annesini görmeden ya aldığı yaradan ölecek yada faşistler kafasına bir mermi sıkıp bir dereye atacaklar.


Ahmediyye'nin 22 yaşı vardı. Aklının ucundan dahi geçiremiyordu, karşıda onu uzun, azaplı bunlarla yanaşı inanılmaz şanslarla dolu bir hayat onu bekliyordu. Ikinci kez şansı gülmüş, Almanyada faşistlerin attığı gaz kamerasından sağ çıkmıştı. Terden ıslanmış tşörtünü kamerada çıkarıp ağzına tutmuştu.. Şansı 3. kez yüzüne o zaman güldü ki, yaşlı köylü cesetlerin arasından onu bulup kurtarmıştı. Şansı 4. kez de yaver gitti, faşistlerin Fransada esirleri sadece zevkine öldürdüğü esir kampından çıkarılıp kurşuna dizilmeğe götürüldüğünde "bugün mutlu günüm, seni affediyorum" diyen alman generalı tarafından affedildi. Sonra talih tekrar yüzüne güldü. Esir kampında çalışan hemşirenin aslında faşistlere değil partizanlara rağbeti vardı. Ahmediyye esir kampında iyi fransızca öğrendi. Hemşirenin yardımı ile esirlikten kaçtı. Partizanların sıralarına katıldı, Fransada alman faşizmine karşı tekrar savaşmaya başladı. Kahramanlıkları ile fransız partizanları kendine hayran bıraktı.



1944'de Geçici Fransa Hükümeti başkanı Charles De Gaulle ile Pariste buluştu. Sayısız madalyonlar aldı. Fransada savaşta üstünlük partizanlara geçti, faşistler ya öldürüldü yada esir alındı. Ahmediyye bir zamanlar "bugün mutlu günüm, seni affediyorum" deyip kendisini affeden alman generali esir aldı, onun son arzusunu da es geçmedi, yerine getirdi. Savaş bitince Fransada kaldı, 1946'da Charles De Gaulle'nin yardımı ile Sovyetlere döndü. Sovyetlerde vatan haini ilan edildi, dışlandı. Kendi köyünde ormanlık alanda bir baraka yaptı, orda yaşamağa başladı, kimseye kendini inandıramadı, vatan haini olmadığını kabullendiremedi.



Şansı tam 20 sene sonra açıldı. 1966 yılında Charles de Gaulle Fransa cumhurbaşkanı sıfatı ile Moskovaya resmi ziyarete geldi. Dönemin Sovyetler başkanı Brejnev'e Fransada "Mişel" lakabı ile tanınan arkadaşı Ahmediyye Cebrayılov'u sordu. Mutlaka ziyareti süresince onun yanında olmasını talep etti. Brejnev Ahmediyye'ni tanımıyordu, KGB'ye onun bulunmasını emretti. Uzun uğraşlardan sonra Ahmediyye kendi köyünün ormanında yaşadığı alanda bulundu. Alelacele Moskova uçağına bindirildi, uçakta saç sakal traşı yapıldı, terziler uçakta takım elbise diktiler. Moskovada Charles de Gaulle ona sıkı sarıldı, ağladı. Brejnev'e Ahmediyye'nin bir kahraman olduğunu, Fransa Milli Mukavemet Kurtuluş madalyasını bizzat kendisinin verdiğini anımsattı.


Ahmediyye'ni Fransaya davet etti. Brejnev ona Fransa izni verdi. Fransa Kurtuluş Günü'nde Charles De Gaulle'den de 1 adım önde yürüdü.


Sovyetlere döndüğünde artık vatan haini değil bir kahraman olduğu kabullendi. Hakettiği değer kendisine fazlasıyla iade edildi. 70 küsür yaşında yine Şekide bir trafik kazasında ağır yaralandı, 3 gün sonra hastahanede hayatını kaybetti.



Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to seda

13 Comments