Doğruluk güçlünün işine gelendir
Her toplumda yönetim kimde ise güçlü odur. Her yönetim, kanunlarını işine geldiği gibi koyar. Demokratlar demokratlığa uygun kanunlar, zorbalar zorbalığa uygun kanunlar, ötekiler de öyle. Bu kanunları koyarken kendi işlerine gelen şeylerin, yönetilenler için de doğru olduğunu söylerler, kendi işlerine gelenden ayrılanları da kanuna, doğruluğa aykırı diye cezalandırırlar. Doğruluk her yerde birdir: Yönetenin işine gelendir. Güç de yönetende olduğuna göre, düşünmesini bilen her adam bundan şu sonuca varır: Doğruluk güçlünün işine gelendir.
Burada ilk çağ düşünürleri olarak bildiğimiz antik Yunan`da bulunan sofistlerin devlet ve toplum için düşünce yapısına bakmaktayız. Demokrasi, Despotizm gibi kavramların çıkış noktasının Yunanistan olmakla birlikte devlet kavramını eleştirmekte, iktidarda bulunan kişilerin zaman içerisinde kendi doğrularını yarattığını asıl olan doğrunun kişinin içinde olduğunu ve kişinin erdemi olduğunu düşünen sofistler daha sonra Marx ile de gördüğümüz, devlet burjuvanın haklarını korumakla yükümlüdür. Devlet güçlüden yanadır düşüncesinin temelini oluşturmaktadırlar. Bu tutumları yüzünden Yunan polis devletlerinden kovulmuşlar farklı yerlerde, tarih, sanat ve matematik öğretmişlerdir. Bu kişiler aynı zamanda bu eğitimleri parayla verdikleri için zaman içerisinde sofistler, bilgi şarlatanı olarak adlandırılmışlardır. Ancak sofistler ne olursa olsun aydınlanma çağında geliştirilecek fikirlerin çıkış kaynağı olarak insanın düşünme serüveninde çok önemli bir konumda bulunmaktadır.
