Sarıkız Efsanesi
Sarıkız’ın babası yaşlanınca Hacca gitmek ister ve kızını Güre köyünde bir imam ailesine emanet eder. Uzun süren Hac zamanında köy delikanlıları kıza evlenme teklifinde bulunurlar. Kız bu teklifleri kabul etmeyince bunu gurur meselesi sayarak yorumlar üretmeye başlarlar. Yorumlar kısa zamanda dedikoduya ve iftiraya dönüşür. Baba Hacdan dönünce dışlanır ve kötü yola düştüğünü sandığı kızını öldürmeye karar verir. Evden çıkınca kıza bozuk yumurta atanlar olur. Bu nedenle çocuklar ona “Sarıkız” adını verirler. Sarıkız kendisine hakaret edenlere bunun yanlış olduğunu kabul ettiremeyince onlara beddua eder. Baba ile Sarıkız şimdiki Sarıkız Tepesi’ne çıktıklarında baba abdest almak için kızından acele su ister. Ancak verilen suyun tuzlu olduğunu gören baba şüphelenir ve niçin tuzlu su verdiğini sorar. Kız da “Acele ettiğim için denizden alıverdim.” cevabını verir. Oysa deniz oraya çok uzaktadır. Bu durum karşısında kızının ermiş olduğunu anlayan baba pişman olur. Kızına “Kızım ben sana inanmamakla büyük hata ettim, senden özür dilesem beni af edersin ama senin yüzüne bakacak halim kalmadı. En iyisi sen burada beni bekleyedur ben şöyle bir gezip geleyim.” diyerek kızı yalnızlığa terk eder. Baba görünmez olunca dağın üzerine korkunç derecede siyah bir bulut çöker. Günler sonra babanın ölmüş bedenini dağın zirvesinde bulurlar.