İssos’ta İskender Muharebesi
Sevgili dostlarım merhaba, Albrecht Altdorfer’in 1529 tarihli epik başyapıtı İssos’ta İskender Muharebesi resmini inceleyeceğim. Resim, MÖ 333 yılında Ahameniş hükümdarı III. Darius ile Makedonya Kralı Büyük İskender arasında yaşanan İssos Savaşını anlatıyor.
İssos Savaşı, Büyük İskender ile Ahameniş (Pers) İmparatorluğu arasında yaşanan (Granikos ve Gaugamela ile birlikte) 3 büyük savaştan ikincisidir. Toplandıysanız yavaştan detaylara geçiyorum. öncelikle, incelemeye geçmeden önce Altdorfer’in yüzlerce minyatür benzeri figürle dolu kozmik manzara resmine genel hatlarıyla bakmanızı rica ediyorum, size neler çağrıştırıyor, ilk izlenimleriniz nelerdir, bir de inceleme bittikten sonra bakmanızı rica edeceğim.
Hem inanılmaz derecede binlerce mikro ayrıntıya sahip bir savaş sahnesi hem de son derece dramatik ve etkileyici bir manzara resmi. İçerisinde binlerce figür olan, dikey olarak çalışılmış bu anıtsal peyzaj resmi, şu an için oldukça karışık gelebilir ama incelememiz bittiği zaman taşlar yerine oturacaktır
Bu resim 1529 yılında Bavyera Dükü IV. William tarafından Tuna Okulu sanatçılarından Albrecht Altdorfer’e sipariş edildi. Altdorfer’in İssos Savaşı’nı resmettiğinde yaklaşık 50 yaşında olduğunu da belirteyim.
Bu noktada resimle ilgili önemli bir detay var, kaçırmayalım lütfen:) 1529 tarihi, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusunun Viyana’yı kuşattığı tarihtir. (I. Viyana Kuşatması). Bu kuşatma resmin oluşturulmasındaki birincil sebeplerden biridir, hatta en önemli sebep diyebiliriz.
Resmin arka planında Viyana Kuşatması olmasının yanı sıra, İssos Savaşı’nın Hatay’ın bir ilçesi olan bugünkü Erzin’in 7 km batısında bulunan İssos Ovası’nda gerçekleşmesi de bizim için önemli bir detay.
Genel hatlarıyla baktığımızda tuvalin iki eşit parçaya bölündüğünü görüyoruz. Mavi tonların hâkim olduğu hareketli bir gökyüzü ve aynı şekilde hareketli olan kahverengi tonlarda yeryüzü. Tuna Okulu sanatçıları hangi konuyu resmederlerse resmetsinler manzara her zaman başrolde olmuştur. Burada da gökyüzünden sarkan tablet olmasa belki de bu muhteşem manzaranın etkisiyle, aşağıdaki savaş fark edilmeyecekti bile.
Alman, şair, edebiyat eleştirmeni ve filozof Friedrich Schlegel, Louvre’da bu resmi görüp hayran kalan birçok kişiden biriydi ve ona ‘küçük boyalı İlyada’ adını verdi. Resmin İlyada’sı hakikaten çok havalı:) Resim şu an Münich’deki Alte Pinakothek Sanat Galerisi’nde ama Napolyon güçlerinin, Almanya’yı işgali sonrası Paris’e taşınmış ve bir süre Louvre’da kalmıştı, muhtemelen o dönem görmüş olmalı.
Batı ile Doğu uygarlığının bu tarihi çarpışmasında sanki yeryüzünde kıyamet kopmuş, gökyüzü de buna ayak uydurmuş gibi. Yeryüzündeki en büyük güçlerin sayısız askeri, yükselen dağların çevrelediği kayalık bir ovayı hıncahınç doldurmuşlar. Uzaktan bakınca minyatür hatta oyuncak askerler gibi duruyorlar.
Altdorfer gibi, kimi manzaralarında hiç insan kullanmayan, diğerlerinde de sınırlı sayıda insana yer veren bir sanatçı için bu kadar figür olağan dışıdır. Altdorfer, figür kullanımıyla ilgili bütün hakkını bir resimde kullanmış gibi:) Dönemin en kalabalık savaşlarından birini resmettiği için tablosunda birçok figüre yer vermesinin önemli nedenlerinden biri de IV. William’ın bu zaferin olabildiğince ihtişamlı görünmesini istemesiydi. Gökyüzü sanki evren yeniden kuruluyorcasına hareketli. Diğer taraftan yeni kurulan evrenin geleceği de aşağıdaki savaşa bağlı gibi. Ay, Güneş ve bütün gökyüzü bu savaşa tanıklık ediyor. Bizler de bu savaşı kuşbakışı diyebileceğimiz, oldukça yüksek bir noktadan izliyoruz. Hatta o kadar yüksek ki ufka baktığımız zaman farklı kıtaları ve neredeyse dünyanın geoit şeklini bile görebiliyoruz ki yıl henüz 1529 Güneşin battığı noktadan o eğim daha net fark ediliyor. Diğer taraftan, sanki optik merceğe yansımış teleskopik bakışla ortaya çıkan topografik bir resim gibi. Bulutların ışıkla harmanlanmış dramatik türbülansı da aşağıda yaşanan mücadelenin kaosunu yansıtıyor.
Altdorfer, İssos Savaşı’nı resmederken bazı Pers askerlerinin kıyafetlerini anakronistik bir bakış açısıyla Osmanlı askerlerine benzetti. Anakronizm sadece bununla sınırlı değil, dağların bir kısmı resmedilirken Alplerden yola çıkılmış ve askerlerin birçoğu tüylü şapkalarıyla 16. yüzyıl zırhlı süvarilerine ait kıyafetler giymişler.
Zamanında İssos’ta Batı, Doğu’ya karşı zafer kazanmıştı hem de sayıca çok daha az olmalarına karşın, Viyana’yı kuşatan Osmanlı’ya karşı da aynı şekilde zafer kazanmak istiyorlardı. Siparişin arkasındaki amaç da budur, iki savaş arasında tarihsel bir bağ kurup tarihin tekerrür edeceğini düşünmek.