Kitaba Dönüşen Mimarlık: Yürek Burkucu Bir Hikaye

AZTv...x8zG
11 Jan 2024
24

Kitaba Dönüşen Mimarlık: Yürek Burkucu Bir Hikaye
Mimarlık bilgisini sözlü olarak ve yazılı olarak ifade etmek tamamen farklı sonuçlar doğurabilmektedir. Yazılı dille aktarılan düşünceler sözlü söylendiği gibi havada kalmaz ve üzerine düşünülme imkanı verir. 
 
Osmanlı mimarlığında da nerdeyse 18.yy sonuna kadar mimarlık bilgisi sözlü olarak üretilmiş ve aktarılmıştır. Elbette yazılı bilgilerde vardır fakat bunların hiçbirinde asıl mimarlık konuşulmaz ve dönemin mimarlarının mühendislerinin meslek jargonlarında bihaberizdir.
Tarih metinleri de bu belirsizliği gidermezler ve bu metinler ancak yapılan eserlerin adlarını, müelliflerini açıklamakla yetinirler. Yapılara ilişkin mimari meselelere değinmeyi pek tercih etmezler. 
 
Basılı kitabın mimarlık bağlamında neleri değiştirdiğine ilk olarak değinen kişilerden Hugo'ya göre basım teknolojisi öncesinde mimarlık konuşulmaktaydı ve kitap konuşmayı gereksiz kılmıştır.
 
Basılı kitaptan öncesinde mimarlık bilgisi sözlü kültür alanında konumlanıyordu. Mesleki öğrenme pratik üzerinden gerçekleşiyor ve yazıya dökme sadece hesap kitap işlerinden ve bazı gözlemcilerin söylemlerinden ibaret kalıyordu.
 
Bu sözlü kültürde, bir fikir birliği vardı. Herkes söylenen üstünde ortak bir görüşe varırdı. Fakat yazılı metin öyle değildir. Her okuyan için farklı anlamlar kazanma potansiyeli vardır. Yazılı metinler her yorumlama için farklı düşünceler üretme imkanı verir. Ayrıca basım teknolojisiyle birlikte yazılı metinler kendi coğrafya sınırlarını aşma imkanını elde etmiştir. Böylece zaman ötesi ve yerötesi bir değer kazanmıştır.
 
Bu bağlamda Osmanlı'ya baktığımızda durum biraz vahimdir. Osmanlı basımcılığının tarihi epey geç başlamış üstelik sonrasında da yavaş bir tempoyla devam etmiştir. Mimarlık özelindeyse uzun süre boyunca herhangi bir mimari eser basılmamıştır.
 
Günümüze geldiğimizde Türkiye hala mimarlık özelinde kitap yapma konusunda dünyadaki verimli ülkelerden biri değildir. Türkiye'de mimarlık bilgisi hala büyük oranda sözlü kültürün alanında konumlanmaktadır. Mimarlık alanında hala sözlü kültür bazında üretim yapılıyor ve bu da bizlere sözlü kültürün yazılı kültüre dönüşme ve yazıyı içselleştirme aşamasına henüz gelinmediğini gösteriyor.
 

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to Thearchitect

1 Comment