Ottoman Miniature Art: Fine Workmanship Meets Elegance and Richness
Throughout history, the Ottoman Empire has attracted attention not only with its political and military power, but also with its rich heritage in art and culture. An important part of this heritage is the art of miniature. Ottoman miniatures hold an important place in world art history with their intricacy, details and aesthetic richness. In this article, we will make an examination of the origins, characteristics and effects of Ottoman miniature art.
Origins and Development
Ottoman miniature art took its origins from the Turkish and Islamic cultures in Central Asia. Miniature art, which carries the general characteristics of Islamic art, experienced its golden age in the Ottoman Empire, especially in the 15th and 16th centuries. During this period, the production and collection of miniatures in the palace and various madrasahs and libraries gained great momentum.
Ottoman miniatures were generally used to decorate books. Especially manuscripts, poems, stories and history books were decorated with miniatures. These miniatures integrate with the text and support, explain and enrich the story or subject told. Early Ottoman miniatures generally focused on landscapes and portraits. However, over time, especially from the 16th century onwards, figurative compositions and storytelling became more common.
Features and Techniques
Ottoman miniatures attract attention with their intricate details, vibrant colors and elegant lines. The techniques used in these miniatures include branches of art such as illumination (gold decoration), calligraphy (writing), miniaturism (illustration) and bookbinding. Miniatures were generally made with watercolor or gouache technique on thin paper. Miniature artists are particularly proficient in the use of perspective and create detailed compositions.
The use of colors also has an important place in Ottoman miniatures. Vibrant colors and gold foil enhance the visual appeal of the miniatures. Ottoman miniatures are generally decorated with motifs that carry symbolic meanings. Floral motifs, geometric patterns and animal figures are frequently used elements.
Influences and Legacy
Ottoman miniature art was influential not only within the borders of the Ottoman Empire but also in the surrounding regions. It has had a significant impact on Muslim cultures, especially Iran and India. Compositions and techniques similar to Ottoman miniatures can be seen in works such as Shahnameh in Iran. In India, the influence of Ottoman miniatures can be clearly seen during the Mughal Empire.
Today, Ottoman miniature art is considered both a historical heritage and a source of artistic inspiration. Many museums and collections house Ottoman miniatures and highlight the importance of this art. In addition, modern artists produce their own works inspired by Ottoman miniatures.
Conclusion
Ottoman miniature art is an important artistic tradition with its fine workmanship, aesthetic richness and symbolic depth. This art form, which blends Islamic culture with Turkish motifs, forms part of the rich and diverse cultural heritage of the Ottoman Empire. Ottoman miniatures, which are still valuable and impressive today, maintain an important place in the history of art.
Osmanlı minyatürü
Hafız Muhammed Nuri tarafından hazırlanmış El-Juzuli'nin Dala'il al-Hayrat'ı adlı minyatür, 1801
Osmanlı minyatür sanatı Osmanlı saray kültürünü yansıtarak el yazmaları gibi lüks öğeleri süsleyen genelde Padişah ve diğer yüksek mertebelilere sunulmuş bir sanat şeklidir. Minyatür sanatı İslam dünyasında özellikle yer bulmuş bir saray sanatıdır. Yüksek gelişmişliğe ve kapsamlılığa, geç Orta Çağ'da İran, Irak, Orta Asya ve Anadolu'da bulunan Türk ve Pers hanedanlıkları dönemlerinde erişmiştir. Osmanlı miniyatür sanatı, hep birlikte kitap sanatı olarak anılan Hat, Nakş, Tezhip, Ebru ve Cilt gibi birbiriyle ilişkili geleneksel sanatlardan biridir.
Minyatür sanatının Osmanlı himayesinde gelişip özgün Osmanlı minyatürü haline gelmesi II. Mehmet'ten I. Süleyman'a kadar olan dönemde gerçekleşmiş, 18. yüzyıla kadar da Minyatür sanatı Osmanlı sarayında önemli bir yer teşkil etmiştir.
Nakkaşhane
Osmanlı devletinde süslü el yazma üretiminin ana kaynağı Osmanlı İmparatorluk Nakkaşhanesi olmuştur. İstanbul'un fethinden kısa bir süre sonra II. Mehmed tarafından Topkapı sarayının hemen dışında inşa edilmiştir.[1] Nakkaşhanede çalışan sanatçıların bir bölümü ufak atölyelerde de faaliyet göstermişlerdir. Sanatçılara Kitab sanatı üzerinde çıraklık eğitimi de verilmiştir. Nakş ustaları Nakkaş olarak bazen de minyatürist olarak adlandırılmışlardır. Nakkaşların eserleri tahta oymacılığından, seramik ve minyatür sanatına kadar geniş bir çeşitlilik içermiştir.
16. yüzyıl boyunca Osmanlı Nakkaşhanesinde özellikle Herat, Semerkant, Şiraz, Bağdat ve Tebriz saraylarından nakkaşların getirilmesiyle büyük değişimler yaşanmıştır. Sonrasında da Balkanlar, Avrupa ve Orta Asya'dan resim ustalarının gelişiyle resimde batı ve doğu usulleri Osmanlı nakkaşhanesinde harmanlanmıştır.
Osmanlı Minyatür Sanatının Gelişimi ve Tarihçesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Minyatür sanatının Osmanlılara geçişi Osmanlıların etkileşim içerisinde bulunduğu kendinden önce ve aynı dönem var olmuş İlhanlılar, batı İran, Irak ve Kafkasya yöresinde bulunan Karakoyunlular, kuzey batı İran ve doğu Anadolu'da bulunan Akkoyunlular, İran ve Orta Asya'da bulunan Timurlular ve Memlûkler vasıtasıyla geçmiştir. Özellikle Fars kültürü Osmanlı Saray kültürüne model olmuş ve Osmanlı sanatı ve edebiyatı Fars kültüründen güçlü bir şekilde etkilenmiştir.
Osmanlı İmparatorluğunda, minyatür sanatı etkileşim halinde olduğu bu kültürlerden izler barındırmakla birlikte, Osmanlı döneminde kendine özgü bir şekil almıştır. Osmanlıların ayrıca Avrupa, Balkan ve Akdeniz topluluklarıyla da kültürel alış veriş içerisinde olması bunda etkili olmuştur.
II. Mehmet dönemi
Nakkaş Sinan Bey tarafından yapılan II. Mehmet resmi
Osmanlı devletinde minyatür sanatı 15. yüzyıl ortalarında önem kazanmaya başlamıştır. II. Mehmed'in minyatür sanatına olan ilgisi bu sanatın gelişiminde önemli rol oynamıştır.[2] İstanbul fetih edilmeden evvel Edirne'de bir saray Nakkaşhanesi fetihten sonra da İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın yakınlarına imparatorluk Nakkaşhanesi yaptırmıştır.[3] II. Mehmed'in imparatorluk vizyonunun bir parçası olarak sanata büyük önem vermiş olmasından dolayı, imparatorluğun tüm bölgelerinden ve ötesinden sanatkarlar İstanbula getirilimiştir bu dönemde. Yine bu dönemde önemli İtalyan ressamlar İstanbula çağrılmış, ve bu ressamlar tekniklerini Osmanlı sanatkarlarıyla paylaşmışlardır.Venedikli sanatçı Costanzo da Ferrara 1477-1478 yılları arasında İstanbul'a gelmiş ve Mehmed'in büst portresini yapmıştır.[4] 1479 yılında da diğer bir Venedikli ressam Gentile Bellini İstanbul'a gelip 1481 yılına kadar Osmanlı sarayında ikamet etmiştir. Bu dönemde Fatih Sultan Mehmed'in ünlü portresini yapmıştır.[4]
II. Mehmed'in portrelerinin yarattığı etki, ve Osmanlı sanatkarlarının İtalyan ustalarla belli bir dönem çalışma imkanlarına kavuşmuş olmaları, Osmanlı Minyatür ustalarının portreye olan ilgisini artırmıştır. Kısa bir süre sonra da portre Osmanlı minyatürünün ve İmparatorluk Nakkaşhanesinin repatuvarına girmiştir. Nakkaş Sinan Bey ve öğrencisi Ahmed Şiblizade minyatür içerisinde portre alanınında uzmanlaşmışlardır. Portre ve minyatür sanatının karışımından Osmanlı minyatür sanatı doğmuştur. Bu sanat hem batılı gölgeleme ve perspektif tekniklerini içermiş hem de geleneksel Pers minyatür sanatının özelliklerini barındırmıştır.[5]
15. yüzyıl sonları, 16. yüzyıl Başlarında Osmanlı Minyatür Sanatı
II. Beyazıt, I. Selim ve I. Süleyman dönemlerinde Osmanlı Minyatür sanatı büyük gelişim ve dönüşüm göstermiştir. Osmanlı hanedanlığının sanat vasıtasıyla yüceltilmesi bu dönemde de yer bulmuştur. Bu dönemde tarih yazıcılığı büyük önem kazanmış dolayısıyla Osmanlı minyatür sanatı da önemini artırmıştır.
I. Selim döneminde, Osmanlı İmparatorluk Nakkaşhanesinde büyük değişiklere yol açacak, İran'dan sanatkar göçü yaşanmıştır. 1514 yılında Çaldıran muharebesinde I. Selim Safevî devletini yenilgiye uğratmış ve batı İran'da bulunan Safavi başkenti Tebriz'i ele geçirmiştir. Tebriz'in kısa sürede terk etmesine rağmen I. Selim Tebriz'den önemli sayıda sanatçı ve ressamı İstanbul'a getirtmiştir.[6]
Osmanlı minyatür sanatı ilk gelişmeye başladığı dönemden beri Pers minyatüründen ve sanatçılarından etkilenmiştir. Öyle ki İmparatorluk Nakkaşhanesi ilk kurulmasından itibaren sürekli Pers minyatür ustaları bulundurmuştur. Herat'tan, Semerkant'tan, Diyarbakır'dan, Şiraz ve Bağdat'tan zaman zaman minyatür ustalarının İstanbul İmparatorluk Nakkaşhanesine katılmaları olağan olmuştur. Fakat II. Selim döneminde görülen İran'dan İstanbul'a sanatçı göçü Osmanlı tarihinde görülen tek seferde en büyük göç olmuştur. Bu göç Osmanlı minyatürünü derinden etkilemiş ve şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Bu ressamlar sayesinde Osmanlı minyatürü, Tebriz minyatürünün detaylandırılmış süsleme ve dokusunu benimsemiştir. Batılı sanatçıların ve batı sanatının II. Mehmet döneminde Osmanlı minyatürüne yaptığı etkiden sonra Osmanlı minyatür tarihindeki ikinci büyük etkiyi yapmıştır.
Osmanlı minyatür tarihindeki üçüncü büyük değişim ise Osmanlıların Akdeniz'de bir deniz kuvveti olmasıyla başlamıştır. Osmanlıların denizcilikle ilgilenmeleri Akdeniz medeniyetleriyle etkileşimini artırmış. Sonrasında da Akdeniz topluluklarının ustalaştığı Kartografya, Portolan harita ve denizcilik Atlası gibi çizim teknikleriyle yakın temas halinde olmuşlardır. Osmanlı'da bu tip haritalar ilk olarak süslemeden uzak pratik amaçlarla üretilmiş fakat kısa bir süre sonra bu haritaların süslemeli ve resimli hale gelip kitap sanatına dahil olmuştur. Genelde mevkili kişiler için yapılmaya başlanmıştır
Kartografya'nın Osmanlı minyatürüyle etkileşiminden doğan iki büyük eser Kitab-ı Bahriye ve Beyan-i menazi-i seferi irakeyn I. Süleyman döneminde tamamlanmıştır.
- Piri Reis'in Kitab-ı Bahriyesinden bazı haritalar
- Çanakkale Boğazı'nın girişi
- Çanakkale Boğazı ve Saros Körfezi
- Lesbos ve Ayvalık
- Ege Denizi
- Atina
- Selanik
- Otranto
Piri Reis'in Kitab-ı Bahriyesi Osmanlı tarihinde en çok yeniden üretilen lüks kitaplarından birisi olmuştur. Harita çizimiyle minyatür sanatının birlikte arz edilmesinde Matrakçı Nasuh önemli rol oynamıştır. I. Süleyman'ın tarafından Beyan-ı Menzil'i yapmakla görevlendirilmiş, Süleyman'ın 1534-1535 yıllarındaki doğu seferini konu edinen bu eseri 1537 yılında tamamlamıştır. Bu eserinde batı ve Akdeniz harita teknikleriyle Osmanlı minyatür sanatını harmanlamıştır.
- Matrakçı Nasuh'un Eserleri
- Osmanlı Donanması'nın 1543 kışında Fransa'nın Toulon şehrinde kışlamasını gösteren minyatür.
- Matrakçı Nasuh'un 1537'de yayımlanan eserinde yer alan ve İstanbul'u betimlediği minyatürü[7]
- Harita
- Hamedan haritası, İran
- Tebriz haritası
- Sultaniye, Zanjan, İran
- Diyarbakır
Osmanlı Minyatürünün Zirve Dönemi
I. Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde, Osmanlı minyatür sanatı doruk noktasında ulaşmıştır. 15. yüzyıl sonları ve 16. yüzyıl başlarında gerçekleşen batı resmiyle ve akdeniz haritacılığıyla gerçekleşen etkileşimin ve Iran'dan İstanbula olan büyük Iranlı minyatür ustalarının göçünün minyatür sanatına getirdiği değişimler bu dönemde yerine oturmuş ve tümüyle farklı bir minyatür sanatının Osmanlı himayesinde oluşumunu sağlamıştır. Diğer taraftan bu dönemde fetihlerin sağladığı zenginlik ve refah bu sanata verilen önemi daha da artımıştır.
Âlim Şemseddin Ahmed Karabaği, Seyyid Lokman, Nakkaş Osman ve kâtiplerin meclisi (Şahname-i Selim Han, 1581)
Osmanlı minyatür sanatında 16. yüzyıl sonlarında yaşanan en büyük gelişme şehnâmeciliğin öneminin artması ve Osmanlı sarayında yer bulması olmuştur. Orijinal Şehnâme, ünlü İranlı şair Firdevsî (940-1020) tarafından efsanevi Pers krallarının ve kahramanlarının hayatları üzerine yazılmıştır. Firdevsi'nin Şehnâmesi sonraki yüzyıllarda Orta Asya ve İran'da sıklıkla yeniden üretilmiştir. Bu tür Osmanlı'da şekil değiştirmiş efsanevi karakterlerin destansı öykülerinden ziyade Osmanlı hanedanını konu etmiştir. Şehnâmeci Osmanlı imparatorları hakkında genelde Farsça dilinde tarihsel eserler üretmiştirler. Osmanlı şehnâmelerinde şehnâmeciler, kaligraflar, minyatür sanatçıları, ve diğer kitab sanatı ustaları birlikte İmparatorluk Nakkaşhanesinde çalışmıştırlar. Osmanlı minyatür sanatı tarihinde en önemli üç şehnâmeci Fetullah Arif Çelebi, Seyyid Lokman ve Talikizade olmuştur.
Seyyid Lokman I. Süleyman, III. Selim ve III. Murad dönemlerinde de eserler üretmiştir. Eserlerinde esas olarak Osmanlı İmparatorluk Nakkaşhanesinden Nakkaş Osman'la beraber çalışmıştır. Nakkaş Osman minyatür sanatının en önemli ustaları arasında gösterilmektedir. Osman eserlerinde Fars geleneğinde olduğu gibi aşırı süslemelere yer vermiş öte yandan tarihsel gerçekliğe odaklanmıştır. Şehir çizimlerinde de Matrakçı Nasuh'tan etkilenmiştir. I. Süleyman'ın son yıllarıyla ilgili Zafername, II. Selim'in hükümdarlığı ile ilgili Şehnâme-i Selim Han, ve III. Murad'ın ilk dönemlerine ait Şehinşehnâme, Nakkaş Osman'la Seyyid Lokman'ın ilk ortak çalışmaları arasında yer almışlardır. Bir diğer ortak çalışmaları ise Surname-i Hümayun olmuştur.
- Nakkaş Osman
- Viyana Kuşatması, Nakkaş Osman 1588[8]
- Süleymaniye, Nakkaş Osman
- Surname-i Hümayun, Nakkaş Osman
1580'li yıllarda Nakkaş Osman ve Seyyid Lokman çok önemli iki eserde daha beraber çalışmışlardır. Bunlar Hünername ve Zübtedü't tevarih olmuştur. Bu iki eserde Osmanlı İmparatorluğunun önceki dönemlerini konu etmiştir. Dolayısıyla detaylı bir ön çalışma gerektirmiştir. Bu iki eser için yaptıkları çalışmalardan doğan ilk eser Kıyafet-ül insanniye fi şemail-i Osmaniye 1579 yılında sunulmuştur. Daha sonra saray çevresinde çok beğenilip birçok kopyası yapılmıştır bu eserin. 16. yüzyılın sonlarında III. Mehmed, Seyyid Lokman'ın yerine Talikizade'yi ana şair olarak atamıştır. Talikizade de bir diğer önemli Nakkaş Nakkaş Hasan ile birlikte eserler üretmiştir. Bu ikilinin çalışmaları sonucunda Eğri Fetihnamesi, ve Şehnâme-i Sultan Mehmed-i salis gibi önemli eserler ortaya çıkmıştır.
17. ve 18. Yüzyıllar
17. yüzyılda fetihlerin durmasıyla, genel olarak fetihlere ve zaferlere dayanan Şehnâme sanatıda durgunluk içerisine girmiştir bu dönemde. İlerleyen dönemde Şeyhname Silsilename'ye doğru bir evrilme yaşamıştır eserlerin konuları da daha çok Osmanlı hanedanlığı soy ağacı betimlemesine doğru bir kayış içerisine girmiştir. Bu türün en önemli ressamlarından biri Mussavir Hüseyin olmuştur.
Osmanlı minyatür sanatının son önemli eserleri erken 18. yüzyılda Levni (Abdülcelil Çelebi)'nin eserleriyle olmuştur. Levni'nin Surname-i Vehbi kitabındaki minyatürleri kendisinin en parlak eserleri arasında görsterilmiştir. Ayrıca Surname-i Vehbi'nin Osmanlı sarayı tarafından yaptırılan son minyatürlü el yazması olduğu iddia edilmektedir. 18. yüzyıl ortalarından itibaren batı resim usullerinin Osmanlı'da daha fazla önem kazanmasıyla Osmanlı'nın fetihlerini ve zaferlerini konu edinen Osmanlı minyatür sanatı eski önemini yitirip yok olmuştur.
Wikimedia Commons'ta Osmanlı minyatürü ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır.
Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]
- Ágoston, Gábor (2009). Encyclopedia of the Ottoman Empire. New York, NY: Facts On File. ISBN 1438110251.
Diğer kaynaklar[değiştir | kaynağı değiştir]
- ^ Atil, Esin (1973). "Ottoman Miniature Painting under Sultan Mehmed II". Ars Orientalis. Cilt 9. ss. 103-120. Erişim tarihi: 3 Mart 2013.
- ^ "Minyatür". turkishculture.org. 11 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2013.
- ^ "Osmanlı Minyatürü" (PDF). melcominternational.org. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2013.
- ^ a b Carboni, Stefano (2007). Venice and the Islamic world, 828-1797 (English ed. bas.). New Haven, Conn.: Yale University Press. ISBN 0300124309.
- ^ "Minyatür". turkresmi.com. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2013.
- ^ "HE INFLUENCE OF TABRIZI ARTISTS ON ADVENT AND DEVELOPMENT OF ISTANBUL SCHOOL". sid.ir. Erişim tarihi: 4 Mart 2013.[ölü/kırık bağlantı]
- ^ Selvi, Hüseyin Zayit; Bekiroğlu Keskin, Gaye (2017). "Matrakçı Nasuh'un Galata ve İstanbul minyatürlerinin harita tekniği açısından incelenmesi". İSTEM (29): 25-39. 6 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2021.
- ^ "ottoman". bilkent.edu.tr. 4 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2013.