Bilim ile ilgili içerik paylaşımı hakkında yapacaklarım.
Merhabalar.
Bilim ile ilgili birkaç blog yazısı paylaştım. Bundan sonraki süreçte spesifik konularda blog yazıları paylaşmayı düşünüyorum. Paylaşmayı düşündüğüm ilk içerik ise insan iskeletlerinde yaş ve cinsiyet tayini kriterleri ve buna bağlı olarak Anadolu'da yapılmış olan kazıların Paleodemografik açıdan bölgesel analizleri olacak. Bu konuyu günlük olarak bölümler halinde paylaşmayı düşünüyorum.
Öncelikle bu blog yazısında bu araştırmanın yapıldığı bilim dalı olan Antropoloji hakkında bilgi verdikten sonra "insan iskeletlerinde yaş ve cinsiyet tayini kriterleri" hakkında genel bir özet yapıp ufak bir bilgilendirme sağlamak istiyorum. Ayrıca sonraki bölümler için genel başlıkları da fikir olması açısından yazmayı ve yaş ve cinsiyet tayini ile alakalı birkaç fotoğraf eklemeyi planlıyorum.
Hadi başlayalım.
ANTROPOLOJİ NEDİR?
Antropoloji, insan varoluşunun dünü ve bugünü ile ilgili temel sorularla yüzleşir ve bunları cevaplamaya çalışır. Antropologlar olarak bizler, eski zamanlardan kalma kemik ve aletleri inceleyerek insanların kökenlerine ait gizemleri aydınlatmaya çalışırız (Kottak, 2013).
Antropoloji insanlığın bütüncül (holistik) ve karşılaştırmalı olarak incelenmesi bilimidir. İnsanlığı biyolojik ve kültürel çeşitlilik açısından sistematik olarak inceler. Antropoloji, insan biyolojisi ve kültürünün kökenlerini ve bu alanlardaki değişimi inceleyerek aradaki benzerlik ve farklılıklara açıklamalar getirir. Genel antropolojinin dört alt disiplini sosyo-kültürel, arkeolojik, biyolojik ve linguistik antropolojidir. Bütün bu disiplinler zaman ve mekâna bağlı çeşitlilikleri inceler. Ayrıca uyum süreciyle yani organizmaların çevre baskısıyla baş etmek için geçtiği süreçle ilgilenir (Kottak, 2013).
Antropoloji, insanın kültürel ve biyolojik yönlerini geniş kapsamlı olarak inceleyen bilim dalıdır. Antropoloji Latince kökenli anthropos (insan) ve logos=loji (bilim) kelimelerinden meydana gelmiştir. Kısacası insanı inceleyen, araştıran bilimdir. Antropoloji terimini ilk Fransız doğa bilimcisi ve kâşifi François Auguste Péron’a (1775-1810) Avustralya’ya yaptığı gezi sırasında Aborijinler ve Tasmanya yerlileri ile karşılaşmasını anlatırken kullanmıştır. Antropoloji çalışmasını yoğunlaştırarak insanoğlunu bütünüyle inceleyen kapsamlı bir bilim dalıdır. Antropoloji, insan ile ilgili tüm akademik sahalardan daha geniş, daha kapsamlı düşünerek insanı araştırır. Geçmişteki ve günümüzdeki hatta gelecekteki insan toplumlarının kültürlerinin incelenmesi ve araştırılması, antropoloji biliminin kapsamı içindedir. İnsanların toplumsal düzeyde gelenekleri, seremonileri, davranış biçimleri, inançları ve dilleri hep kültürel antropolojinin içeriğini oluşturan temel konulardır. Antropoloji bilimi doğrudan insanı inceler. Diğer bir deyişle insanı insana tanıtır. Antropoloji, insana biyolojik ve kültürel bir varlık olarak ele alarak, önyargılardan uzak ve sistematik bir şekilde tüm yönleriyle inceler. Antropoloji; insan, toplum ve çevresi ile ilgili soruları ve yanıtları, insanın bu çok yönlülüğünü dikkate alarak ele alır ve değerlendirir (Akın, 2011).
Antropoloji, insanı bütün yönleriyle ele alan bir disiplindir: Onu fiziksel/biyolojik, sosyal ve kültürel bir varlık olarak tanımlayarak bütün bu veçheleri konu edinir. Yani antropoloji hem insan biyolojisi, hem toplumsallık, hem de kültür ile ilgilenen, bütüncü bir disiplindir. Öte yandan, bütüncü bir insan bilimi olarak antropolojinin temel sorusu, yeryüzünde yaşayan insanların biyolojik, toplumsal ve kültürel çeşitliliğini anlayabilmektir. İnsan toplumlarının, biyolojik yapılanışları, fiziksel özellikleri, dış görünüşleri, toplumsal örgütlenişleri, inanç ve değer sistemleri açısından ne ölçüde farklı ve/veya benzer olduğunu ve bu benzerlik ve farklılıkların nedenlerini anlamaya ve açıklamaya çabalayan bir serüvendir, antropoloji. Farklı insan grupları fizyonomileri, ten renkleri, uzuv yapıları, kan grupları, genetik dokuları, beslenme alışkanlıkları, barınma biçimleri, aile yapılan, yönetim biçimleri, dinsel inançları, birbirleriyle ilişkilenmeleri açısından ne kadar birbirine benziyor ya da farklı? Benzerlik ve farklılıkların kaynağı nedir? İnsanlık "evrensel" olarak nitelenebilecek biyolojik, toplumsal ve/veya kültürel özelliklere sahip mi? Yoksa bizleri ortak ölçüden yoksun kılacak kertede büyük mü farklılıklar? İnsan topluluklarının fiziksel-biyolojik yapılanışı, toplumsal örgütlenişleri ve kültürel dünyaları neden ve nasıl değişiyor? Küreselleşen dünya tek-tip bir kültüre mi yönelmekte? Kültürel çeşitliliği muhafaza ederek madun kesimlerin toplumsal değişim süreçlerine katılmaları mümkün mü? Peki, ama nasıl? Antropolojinin, daha çoğaltılabilecek temel sorularından bazıları bunlar. Bunlarla baş edebilme çabası, hiç kuşkusuz, antropolojinin karşılaştırmalı bir disiplin olmasını gerektirmekte (Özbudun ve Uysal, 2012).
Genel Özet
Bir popülasyonu oluşturan bireylerin yaşam tablolarının çıkarılması, hastalıkların, yaş ve cinsiyete bağlı değişimlerinin ortaya konması, dolayısıyla yeniden kurgulanması için yaş ve cinsiyetlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Yaş ve cinsiyet belirlemeye yönelik çalışmalarda insan vücudunun değişik bölgelerinde ortaya çıkan değişimler dikkate alınır. Rahim içi yaşamın ilk 3 ayından, ölüme kadarki süreçte kemiklerde meydana gelen, gelişme, kaynaşma deformasyon gibi farklılaşmalar, yaş tayininde kullanılan metotların temelini oluşturur. Ancak, iskeletten yaş tayini sırasında, her bireyin farklı büyüme hızına sahip olduğu ve bu hızı etkileyen sosyoekonomik faktörlerin varlığı göz ardı edilmemelidir. Kemiklerin gelişim, olgunlaşma ve bozulma süreçleri ilerleyen yaş ile birlikte değişikliğe uğradığından, yaş tayininde önemli deliller olarak kabul edilir (Özbudun ve Uysal, 2012).
Yaş tayini; bebek ve çocuklarda, genç erişkinlerde ve erişkin bireylerde farklı kriterler göz önünde bulundurarak yapılır. Bu kriterler; bebek ve çocuklarda: “Uzun kemiklerin uzunluğu, Kemikleşme merkezleri ve Dişlerin çıkış zamanları” olarak incelenmektedir. Genç erişkinlerde; “Epifiz kaynaşması” kriter olarak kullanılmaktadır. Erişkin bireylerde ise; “Symphysis pubis, Auricular yüzey, Sütural yaşlandırma, Costae, Spongiosa, Dental aşınma, Clavicula ve Mikroskobik analizler” kriterleri göz önünde bulundurulmaktadır. Cinsiyet tayini, erişkinlik öncesi bireyler için yapılması zordur. Bunun için yapılmış çalışmalar olsa da güvenilir ve kesin sonuçlar elde edilememiş ve başarısız olunmuştur. Cinsiyet tayini genel olarak morfolojik teknikler ve morfometrik yaklaşım yollarıyla belirlenir. Morfolojik tekniklerde; “Pelvis, Kafatası, Diğer vücut kısımları” incelenerek cinsiyet tayini yapılır. Morfometrik yaklaşımla ise; “Oransal yaklaşım ve Diskriminant analizleri” kullanılarak cinsiyet tayini yapılır. Bu çalışmada bebek ve çocuklar, genç erişkinler ve erişkin bireylerin yaş tayininde kullanılan kriterler, morfolojik teknikler ve morfometrik yaklaşım gibi cinsiyet tayini için kullanılan kriterler, yapılan literatür taraması ile detaylı bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır.
Konu ile ilgili bir kaç görsel ekliyorum. Detaylı anlatımda daha bu görsellerden bolca olacaktır.
CİNSİYET
Görsel 1. Cranium (kafatası) üzerinde cinsiyet kriterlerin kabaca gösterilmesi.
Görsel 2. Pelvis(kalça kemiği) üzerinde cinsiyet kriterlerinin kabaca gösterilmesi.
Yaş Görsel 1. Dişlerin 3-7 ay ve 35 yaş arasında gelişim görseli. Görsel 2. Uzun kemiklerdeki kaynaşma görseli. Görsel 3. Kafatasındaki suturların kaynaşma görseli.
Şimdilik burada bitiriyorum. Yarın bir aksilik olmazsa detaylı olarak bölümler paylaşmayı düşünüyorum. :)