Geleneksel Ahşap işleme ve Oyma Sanatı
1) Kündekari tekniği: Kapı kanatlarında ve minberlerin yan aynalıklarında daha çok kullanılan bu teknik en özgün ve zor bir işçilik gerektiren tekniktir. İslam sanatında ilk örnekleri XII. yüzyılda Mısır, Halep ve Anadolu da üç merkezde birbirine paralel olarak geliştiği görülür. Bu teknik geometrik şekillerin birbirine çatma yani geçme usulü ile bağlanmasıyla oluşturulur. Ahşap parçalar oluklu ahşap kirişler iç içe geçirilerek yapıştırıcı ve çivi kullanılmadan birbirine bağlanır. Parçalar bir birine geçme olduğundan ağaç kuruduğunda ufalıp ayrılmaması için satıhların altında birde ahşap iskelet bulunur.
2) Yalancı kündekari: Yine minber, kapı ve pencere kepenklerinde çok rastladığımız bu teknik çakma ve kabartmalı, çatma ve yapıştırmalı olmak üzere kendi içinde farklılıklar gösterir. Bu teknik ayrı ahşap blokların yan yana getirilerek oluşturulduğu görülmektedir. Ahşap bloklar yine sekizgen, altıgen gibi geometrik şekillerden oluşuyor. Geometrik şekilleri meydana getiren ahşap bloklar arasındaki çıtalar ya çiviyle veya yapıştırıcı ile tutturulur. Daha kaba olan ve işçiliği daha az olan bu teknikle oluşturulan eserlerde ahşap kuruduğunda aralarda zamanla yarıklar oluştuğunu görüyoruz.
3) Düz satıhlı derin oyma tekniği: Bu teknikte ahşap yüzeyi ayni seviyede düz bir satıh teşkil eder. Motifler ahşap yüzeyinden derin oyma ile belirtilmiş ve detayları işlenmemiştir.
4) Yuvarlak satıhlı derin oyma tekniği: En çok kullanılan bu teknikte rölyefler yuvarlak engebeli bir zemin üzerine işlenmektedir.Kitabelerde ,yazılarda arabesklerde çok değişik örnekleri görülmektedir.
5) Çift katlı rölyef tekniği: Düz satıhlı derin oyma tekniği ile yuvarlak satıhlı derin oyma tekniğinin birlikte kullanıldığı bu teknikte ahşap yüzeyde altlı üstlü iki kat motif olduğu görülür. Yazı ve kitabelerde çok rastlanır.
6) Eğri kesim tekniği: Anadolu ağaç işçiliğinde çok fazla rastlanmayan bu teknik orta Asya İskit ahşap, metal işlerinden başlayarak IX. yüzyılda Abbasi alçı ve ahşap işçiliğinde, Mısırda XI. yüzyılda Gazne ahşap ve mermer işçiliğinde yaygın olarak kullanıldıktan sonra İslam sanatımıza girdiği görülür. Bu teknikte rölyefli yüzeyler derine birbirini kesen eğri yüzeylerle iner. Ankara Ahi Elvan Camii pencere kapaklarında bu tekniğin uygulandığı görülür.
7) Ajur tekniği: Ahşap malzemenin üzerine çizilen motiflerin aralarının boşaltılmasıyla yapılan bu tekniğin en güzel örneklerini minber korkuluklarında görebiliriz.
8) Ahşap üzerine boyama tekniği: Ahşap cami ve mescitlerin sütun başlıkları , konsollar,tavan, saçak ,sandıklar ve mahfil kirişlerinde bu tekniği görmek mümkündür. Bu gün çoğu aşınmış ve silinmiş olan bu boyalı süsleme genelde aşı boyası ile yapılırdı.Çeşitli renklerde simetrik bir düzen içinde lotus ,palmet ,Rumi ,meander,rozet ve nar çiçekleri kalem işi olarak işlenmiştir.
9) Sedef ,bağa ve fildişi kakma tekniği : Sedef istiridye kabuğudur.Bu kabuklar önce kesilip eğelenir ve temizlenir.Sedefin yanı sıra fildişi ,kemik ,bağa ,pelesenk ,şimşir,maun,altın,gümüş,yakut gibi farklı değerli malzemelerde kullanılır. Selçuklu dönemi ahşap işçiliğinde pek görülmeyen kakma tekniğinin ilk örneklerine XIV. yüzyılda rastlanır. XV. yüzyılda başlayan kakmalar rozet ,yıldız şeklinde serpme olarak aralara yerleştirilirken,Arap sanatının etkisiyle XVI .yüzyıl klasik Osmanlı eserlerinde daha geniş ölçüde bu tekniğin uygulandığı ve zengin eserler meydana getirildiği görülür.
Alıntı : ahsaptasabirizleri.com/
Ahşap Oyma Sanatında İşleme Teknikleri
Kakma: Kakmacılık Oyulabilecek nitelikteki herhangi bir malzeme üzerine, istenilen şekillerde oyarak açılan yuvalara, diğer bir maddeden oyulan şeklin aynısından kesilmiş parçaların kakarak yerleştirilmesi işi. Tahtanın bazı kısımlarını oyarak bu oyulan kısımlara daha kıymetli başka bir madenden veya maddeden oyulan şekle göre kesilmiş parçaların gömülmesi suretiyle kakma işi gerçekleşir.Üzerinde kakma olan eserler, vazifelerine göre mimari yapılarda yer alırlar. Bir camide kapı kanatları, pencere kanatları, minber, kürsü, rahle gibi ahşap kısımlarda tahta üzerine sedef, fildişi, bağa kakma olarak görüldüğü gibi; yine minber, mihrap, kürsü ve duvarlarda mermer veya taş üzerine aynı maddenin diğer renkleri veya başka maddeler kakılarak yapılmış işler de görmek mümkündür.Eskiden tabaka, çubuk, baston gibi bazı eşyalar hep kakma ile süslenirdi. Kakma çeşitlerine göre bunlara, altın, gümüş, sedef veya fildişi kakmalı denilirdi. Bıçak, kılıç, kama, kalkan ve tüfek gibi silahların da üzerine altın kakma ile süsler yapılırdı.
Boyama
Kündekâriz
Kabartma-oyma,
Kafes: (Afur Tekniği): Bilhassa minberlerin korkuluk, bazen de taç kısımlarında görülen bu teknik, ahşap kirişlerin geometrik üçgenler, yıldızlar vb. meydana getirecek şekilde bir araya çakılması ile elde edilir. Bu ahşap işçiliği de iki grupta toplamak mümkündür.
*Sade Kafes Tekniği: Bu örnekler daha yaygındır. Çatma kafesin arasına süsleyici başka bir parça katılmaz. Ankara kızılbey, Aslanhane, Ahielvan, Beyşehir Eşrafoğlu, Birgi Ulu Camisi, Mimber korkuluklarında, Ürgüp Taşkınpaşa Mimberi Aynalığında, Kayseri Lala Paşa Camisi Yan aynalıklarında bu tekniğe ait çeşitli örnekler görmekteyiz
*Arası Dolgulu Kafes Tekniği: Bu grup kafes işçiliğinde ahşap kirişlerin arasına içi arabesk dolgulu çokgenler, yıldızlar girer. Böylece kafesler daha zengin bir görünüm kazanır. Ankara Alaattin, Divriği Ulu, Kayseri Huand Hatun, Çorum Ulu Camisi Korkuluğunda çokgenlerin içiçe girmesi ile daha zengin bir kompozisyon mevcuttur.
Kaplama
Yakma
Alıntı: http://ahsapsanati.net/a
AĞAÇ OYMACILIĞININ TANIMI VE UYGULAMA ŞEKİLLERİ;
Oyma; ağaç malzeme üzerine çizilen bir şekli özel olarak hazırlamış olan kesici aletlerle gereksiz yerlerini çıkardıktan sonra şekillendirme sanatıdır. Oyma işini tekniğine uygun bir şekilde icra eden kişilere oymacı denir. Oyma çeşitli şekillerde yapılır:
1. Ağaç İşlerinde Oyma Şekilleri
a. Yüksek yüzey oymacılığı (Çok derinlikli)
Alçak yüzey oymacılığı çalışmalarının daha derin ve hareketli tarzıdır. İşlenen motifler daha canlı olarak işlenir. Alçak yüzey oymasından belirgin bir farkı da derinlikte meydana gelen kabartma daha güç bir işlemdir.
b. Doğal şekil oymacılığı
En güç ağaç oyma tekniğidir. Tabii şekil oyması yapabilmek için yeterli miktarda anatomi ve biyoloji bilgisine sahip olmak şarttır. İşlenecek konu doğadaki şekline uygun karakter ve canlılıkta olmalıdır. Bu tür oyma işlemleri üç boyutlu olarak da tarif edilir.
c. Kesme (Dekupe) oymacılığı
Belirli kalınlıktaki parça üzerine çizilen bir süslemenin kıl testeresi, fare kuyruğu testere veya dekupaj testeresi ile boşaltılarak yapılır. Kullanım yeri olarak sandelye arka kısımları gösterilebilir.
2. Oyma Sanatının Türkiye’ deki Tarihi Gelişimi
Orta Asya’ da Türklerin İslamiyet’ ten önce yaptıkları birçok oyma ve heykel gibi eserlere rastlanmaktadır. İslamiyet’ ten sonra put sayılan heykellerin yasak edilmesi dolayısıyla heykel sanatı terkedilmiş ve bunun yerine oyma sanatı geçmiştir. Bu sanat Türkmenistan’ da uzun yıllar kalıcı olmuş ve oradan selçuklulara geçerek mimari eserlerde büyük bir tezyinat vasıtası olmuştur. Anadolu’ ya gelen Selçuklular tüm mimari eserlerin tezyini için bina cephelerini, kapı-pencere kanatlarını sıvama denecek kadar oymalar ile süslemişlerdir.
Selçuklulardan Osmanlılara geçen bu sanat daha da yerleşerek, büyük ehemmiyet kazanmış fakat Selçuklular gibi değil de sadece belli başlıca göz alıcı yerlerde kullanmışlardır. Selçuklulardan daha mutaassıp ve dindar olan Osmanlılar ise hayvan şekilleri yapmaktan katiyetle sakınmış ancak, oyma sanatı ile özdeşleşmiş ve bu sahada taktire şayan eserler meydana getirmişlerdir. Mimberler, rahleler, tavanlar, kapılar, pencereler, oyma bezemeleri, mezar taşları, çeşmeler, gelinlik sandıkları, gömme dolap kapıları, lamba iskemleleri, mücevher kutuları, kral tahtları, ahşap beşikler, sofra altlıkları vb. Osmanlı oyma sanatının belli başlı örneklerindendir.