Dostluk 10. Bölüm taslak

DE2V...K7iE
30 Jan 2024
16

Matilda'nın isteği üzerine Drew ve Oven bir süre sonra da Carl tek kelime etmeyip odadan çıktı. Lubo ise -Matilda her ne kadar gerek olmadığını söylese de- durumu kötüleşirse diye yapılacakları maddeler halinde sıralıyordu.

"Daha kaç sayfa kaldı, düşmemle alakalı alakasız her şeyi anlattın?" dedi Matilda, söylediklerinin önemli olduğunu kendisi de biliyordu ancak ne düştüğünde acı hissediyordu ne de şimdi. Lubo Matilda'nın ters tutumuna karşılık vermedi, söyleyebileceği bir şey kalmamış olacak ki o da kapının yolunu tuttu.

"Görüşürüz Lubo." dedi Stella el sallayarak. Della da Stella'nın hemen ardından "Görüşürüz" dedi. Lubo, Stella ve Della'ya el sallayıp kapıyı ardından kapattı.

"Amma da konuştu, bir şeyciğim yok iyiyim ben" dedi Matilda.

"Tedbiri ele almakta fayda var, hepimiz senin için çok endişelendik." dedi Stella. Matilda'yı otele kadar götürürken yaşadığı süreci göz önüne getirmişti, iyi olup olmadığını bilmeden geçirdiği her dakika endişesine endişe katmıştı.

"Ciddi misin, sandalyeden düştüm alt tarafı?" dedi Matilda, az sonra girecekleri atışmadan habersiz.

"Tutkal dökmüşsünüz yere, arka kapağına bulaşmıştı."

"Siz de kurumadan çıkardınız?"

" Evet de yani..."

"O zaman sorun yok sanıyorum, benim için endişelenmeyi kesin"

" Bizden çok senin endişelenmeni beklerdim. Elinde zar zor tutabildiğin şişeyi önüne düşürüp 'ay çizildi mi bi yerim baksana' dediğin günü hatırlıyor

musun, yarım saat kapağını inceleyip durmuştum?" Matilda

hafif bi' kıkırdadı, Stella'nin bu söylediklerinden sonra. "Evet, sarhoştum ama gayet iyi hatırlıyorum ne güzel eğlenmiştim seninle."

"Anlamadım?" diyerek kaşlarını çattı Stella, " Bardakların yerini değiştirmem gerekiyordu, yanlışlıkla kendi tarafıma

koymuşum tuzağı. Sonrasında da bardaki kitapların sana bakarak

kıkırdamalarını seyrettim."

"Ne nasıl, şimdi sen barmene boşu boşuna sataştığımı mı söylüyorsun?

Sulandırılmamış tutkalı hazırlayan sen miydin?"

"Tahminimden erken gelmiştin, tezgahtan alıp hemen koydum masaya, tutkalını da dün açıkta bırakmıştım kurusun diye. Barmenin bundan haberi

yok, benim planımdı"

"Taş olmuştu resmen tutkal, bardağı niye bana uzattığın şimdi anlaşıldı."

"Hah, ağır olduğunu öngöremeyip bardakla beraber masayı devirmen..."

Matilda Stella'nın sakin konuşmasına istinaden konuyu uzatıp sinirini bozmaya çalışıyordu. İstediği gibi de oldu, Stella "hamur parçası gibi argo kelimeler kullanarak atışmayı Matilda'nın istediği kıvama getirmişti. "Yalnız bardağı uzatırken elimin titrediğini fark etmemen iyi oldu yoksa tüm

plan suya düşecekti. Tabi sen sarhoşum diye onu da çakmazdın"

"Şu dahiyane planının tüm detaylarını yüzüme vurarak eğlenmeyi keser misin

artık?"

Matilda "Seni sinirli görmek hoşuma gidiyor" benzeri bir cümle kuracaktı ki imkansız gibi görse de- dostluklarının zedelenmesinden endişe ediyordu.

konuyu yeterince uzattığına karar kıldı. Bir yandan da şaklabanlığı yüzünden -

Stella her ne kadar danılmış olsa da onu en basta böyle kabul eden kendisiydi, bir süre bunu düşündü. Della'ya gelecek olursak aklı

arkadaşlarında kaldığından atışmalarını dinlememişti bile,

"Oven ve Drew gitmese olmaz mıydı?" dedi. İkisi Della'nın varlığını dahi

unutmuşlardı, direkt konudan kopup cevap verdiler.

"Carl ve Siyah Kitap'la tanışır hem, iyi oldu bence."

"Kız kıza vakit geçiririz diye düşünmüştüm, onlarla her zaman konuşabilirsin Stella Matilda'nın niyetini çözmüş, iki kaşını hafif kaldırarak ona bakıyordu. "Bunu 'olur' olarak kabul ediyorum Stella, Della seni aramıza davet ediyoruz" "

Şeref duyarım" dedi Della.

"Demiyor ki sen olmasan benim saçmalıklarımı kim dinleyecek, hemen

resmiyete dök"

"İyi bir dinleyici, hem sohbeti de sarıyor" dedi Matilda.

"Teşekkürler

, seninle konuşmaktan keyif aldığım da bir gerçek"

Della'nın kullandığı tabir Matilda'nın hoşuna gitmişti, Della'ya gülümseyerek

baktı.

"Della ve şu iki arkadaşının gelmesi ne iyi olmuş, çok kafa insanlar."

"insanlar?" dedi Stella alaycı bir şekilde.

" Anlayın işte kitap demek istedim. İnsanlara özenip üstüne üstlük yaklaşık

tüm bilgilerine sahip olunca onlarmış gibi konuşuyorsun."

"Kendi adına konuş, kafa deyimlerini kullanıp sevdiğinden ayrılmış sarhoş

insan misali aşk cümleleri kuran ben değilim."

Della'nın aklına bir soru takılmıştı: "Kitaplarda aşk kavramı geçerli mi ki?" Bu soru Stella'nın Matilda'yla uğraşması için harika bir fırsattı, ne diyeceğini

iyi biliyordu.

"Sanmıyorum, öyle olsa Matilda çoktan Lubo'ya abayı yakmıştı."

"Katılıyorum"

Della'dan beklenmedik bir sözdü bu, Stella'nın amacını anladığından-bilip

bilmeden de olsa- söylemişti. Ayrıca Matilda'yla barda konuştukları zamanı hatırladı, sarhoşken alay etmedik konu bırakmamıştı onun hakkında. "Nefret edecek dereceye gelmişim, o kadar sinir bozucu ki." dedi Matilda

Lubo'yu kastederek.

"

Her konunun arasına Lubo'yu sıkıştıran da bendim herhalde."

"Uydurma istersen."

"Her aşk nefretle başlar, öyle değil mi?"

"

Della sen de mi? Çok bilmişin teki, ne işim olur onunla?"

"İyice kafayı bulduğun zamanlar onun ismini sayıklaman peki?"

"Ne saçmaladığını sanıyorsun Stella? Ona uyuz oluyorum daha nasıl

anlatabilirim?"Stella Matilda'nın bu kadar net cevaplar vermesini beklemiyordu, amacına ulaşamayacağından daha fazla uzatmanın lüzumu yoktu, "Tamam şaka yapıyoruz, ne ciddiye aldın?" dedi.

"Çok komiksiniz, hah öldüm gülmekten"

Uğraşma sırası Matilda'daydı, şimdiye kadar elindeki kozu değerlendirmek için fırsat kolluyordu.

"Siyah Kitap'la aranız nasıl?"

"İdare eder, neden sordun?" dedi Stella Matilda'ya anlamadığına dair

bakışlar atarak.

"Barmen sizi sarılırken görmüş, anlatmak istediğin bişey varsa..."

"Görevimi yapıyordum."

"Gorev derken? Benimle arkadaşlık kurman da bir görevdi ama hål ve

tavırlarında samimi olduğunu söylemiştin."

"Evet doğru, neyi ima ediyorsun?"

"Sırf o istedi diye sarılmadın demeye getiriyorum, seviyorsun işte"

"Arkadasça bir sarılma hepsi bu."

Della Matilda'nın intikam hırsını fark ederek araya girdi.

"Bu bir yere varacak gibi durmuyor, yakın arkadaşlar değil misiniz, öyle olsa

söylerdi?"

"Hayır, ağzımdan kaçırırım diye söylemiyor."

"Sana da sarhoşken hakkımda ne varsa anlatmış, güvenmemekte haksız mıyım?"

"Söylersem canımı okur dediği kısımlar oldu..."

"

Bak gördün mü, anlatmıyorum her şeyi?" dedi Matilda Della'nın sözünü

keserek.

"Ama Stella haklı çünkü sen o kısımları da anlattın."

Della'nın bu sözünden sonra Stella kahkahaya boğulmuştu başka bir deyişle Matilda'nın saldırısı geri püskürtülmüştü.

"Gülmekten öldüreceksin beni Matilda, kabul et işte ağzını tutamıyorsun."

" Pekala, konudan sapmayalım"

Yeni bir saldırıya geçmeyi planlıyordu Matilda ama Della araya girerek konuyu

değiştirecekti.

"Onunla düzgün iletişim bile kuramıyorum, duymak istediğin buysa tabii"

dedi Stella.

"Senin için zor bir görev olacağa benziyor, travmasını atlatması gerek"

Matilda Della'ya katılarak: "Bide bunu yapmak zorunda olmadığını göz önünde bulundur, dediklerini anlamakta güçlük çektiğinden eminim, ne

kadar yol kat edebilirsin ya da yol kat edebilir misin muamma."

"Sana vakit ayıramayacağımdan korkuyorsun."

"Hayır iyiliğini düşünüyorum yaşam enerjini çalacak, hem bu sefer durum

farklı yeni arkadaşlar edindim."

"Beni onlara tercih etmiyorsun, değil mi?"

"Ah Stella, kimse senin yerini tutamaz, ama görevine verdiğin öneminin de

farkındayım, engel olmak istemem."

" Senden önemli değil."

Matilda Stella'ya bakarak tebessüm etti,

"Peki öyleyse"

Konunun saptığını kendisi de fark etmişti ancak -kendi tabiriyle cılkını

çıkarıp yeniden açma gereği duymadı.

"Eee Della anlat bakalım, buraya nasıl geldin?" dedi Matilda kısa bir

sessizliğin ardından.

"Her zamanki gibi insanlarla uğraşıyorduk, Oven..."

"Uğraşmak derken?"

"Eşyalarını çalıyorduk işte. Oven askılıktan çaldığı bi montun cebinde bozuk

para bulmuştu, artık saklambaç dışında oynayabileceğimiz bir oyun daha

vardı, yazı tura. Benim için pek eğlenceli olmasa da ikisi bir hayli..."

"Hiç yakalanmadınız mı?"

" Öncelikle sözümü kesmezsen sevinirim, bana

kasıtlı olarak mı yapıyorsunuz

bilmiyorum ama..."

"Hayır kesinlikle öyle bişey yok, özür dilerim"

Della'nın "sözümü kesmeyin" dediği sözü dahi kesilmiş lakin bu sefer

bozuntuya vermemişti.

"Oven yazı tura için bozuk parayı döndürmeye çalışırken para saklandığımız

yerin dışına çıktı, bir insan bunu fark edip parayı aldı ve..."

"Bölüyorum kusura bakma, nereye saklanmıştınız?"

"

Mutfaktaki en arka masaya, yemek molasına daha var diye orda

takılıyorduk. Parayı alan beyaz önlüklü yaşlı bir bayandı, Oven fare sesi

çıkarınca topukladı oradan, sonra fare kapanıyla geldi de coktan kaçmıştık

biz. Buraya nasıl geldiğimizi sormuştun, o gün Lubo paketleme bölümünün

yakınlarında saklanırken -muhtemelen Oven'in çıkardığı ses yüzünden-

buldu bizi, halkına katılmamızı istiyordu. Oven heyecanına heyecan katarak

kabul etmişti, Drew ise her ne kadar kararı bana bırakmayı tercih etse de o

bilinmeze gitmeyi istediği çok açıktı. Reddedecek olsam hem ikisini kırmış olacak hem de ilerde yakalanacak olurlarsa o duruma sokan ben olduğum

için suçu kendimde bulacaktım. Heyecanın yerini sıradanlığın almasından

korksam bile kabul ettim. Burayı benimsemeye başladım, anlayacağınız

aldığım karardan pişman değilim."

"Fare sesi çıkardığı kısımda koptum ben, harbi nasıl aklınıza geldi?"

"Oven işte, ondan ne çıkacağı belli olmuyor"

"Mutfak olayından sonra ne oldu?" dedi Stella.

"Mutfağa bir daha girmeme kararı aldık"

"İlginç bir hayatın varmış" dedi Matilda.

"Evet, Lubo gelene kadar öyleydi. Ama şimdi güvendeyiz değil mi, böylesi daha iyi?"

"Bilemiyorum canım, arkadaşlarını özgün hayatına tercih etmişsin"

"Ne iyi ettin de geldin, bana kalırsa her şeyden çok arkadaşlarının güvenliği önemli."

Della Stella'ya katılarak:"Haklısın, sizin gibi arkadaşlara da sahip olamazdım hem"

"Aramıza hoş geldin."

Matilda eski enerjisine kavuşmuş, gülümsemesini daha da derinleştirmişti.

"Üçümüz birlikte çok eğleneceğiz ya"

"Tutkal içerek mi?"

"Lafı ağzımdan aldın, başka nasıl olacak?" dedi Matilda Stella'ya daha bi' neşeli yaklaşmıştı. Stella ve Della gülmeye başladı sonra aralarına Matilda da katıldı.

"Sizi seviyorum çocuklar" dedi Matilda.

Della bu sefer çocuk olmadıklarını dile getirme gereği hissetmedi, gülüşmelerin ardından elini uzatıp ikisine doğru baktı.

"Yakın arkadaşlar?"

Stella Della'nın uzattığı elin üstüne elini koydu.

"Yakın arkadaşlar!"

İki elin üstüne elini koydu Matilda.

"3 yakın arkadaş!"

Hafif bir coşkuyla ellerini aşağı yukarı hareket ettirip bıraktılar. Della kaçak hayatından bir kesit daha anlattı, tam odak dinlemişti ikisi de. Bir saate yakın sohbet ettikten sonra Matilda'nın "iyileştim" ısrarları sonucu odadan çıktılar, otelde danışmandan başka kimsecikler yoktu. Danışman otelde kendilerinden başka kimsenin olmadığını söyleyince şaşkınlığın yerini endişe almıştı.

"Carl Siyah Kitap'la döneceğini söylemişti, umarım başlarına kötü bir şey gelmemiştir."

"Lubo da yok, bizden habersiz nereye gittiler?" dedi Matilda.

"Bara gitmiş olmalılar."

"Della'ya katılıyorum hem bakabileceğimiz bir tek orası var gibi görünüyor."

Bara doğru yol aldılar, üzerlerindeki gerginlik gittikçe artıyordu. Belirsizlik bir kitabın yaşayabileceği en gergin anlardan biriydi, insanların beyninde yer etmemiş ya da silik yazılmış bilgilerle çözmeye çalıştığı sorular gibi. Matilda ortamdaki gerginliği fark etmiş olacak ki ortamı yatıştırmak adına bir çözüm

yolu arıyordu. Aklına bir şarkı söyleme fikri geldi hemen sonra kendisinin uydurduğu bir şarkıyı söylemeye karar kıldı.

"İçim huzur dolar~"

"Ah yine başlıyoruz" diye yakındı Stella.

Della ise Matilda'nın bunu ne diye söylediğini anlamamıştı.

BULB: The Future of Social Media in Web3

Learn more

Enjoy this blog? Subscribe to Lubo

0 Comments