YAPAY ZEKÂ VESOSYAL HİZMET
Yapay zekâ, insan zekâsını taklit eden ve elde ettiği bilgilerle kendini geliştirebilen yazılımlar ve donanımlardır. Yapay zekâ yaşam dinamiklerinde yeni sorunlar ve çözümler yaratma potansiyeli taşımaktadır. Sosyal hizmet mesleği bu dönüşüme yanıt verme çabası içerisindedir. Yapay zekâ uygulamaları ve sosyal hizmet arasındaki etkileşimin çeşitli yönlerine odaklanan bu çalışma, sosyal hizmet müdahalelerinin nasıl etkileneceğine, potansiyel fırsatların ve risklerin neler olabileceğine dair tartışmalara eleştirel bir bakış açısı sunma amacı taşımaktadır. Yapay zekâya dayalı sosyal hizmet uygulamalarındaki fırsatlar arasında kolay erişilebilir, maliyet etkili, hızlı, kişinin ihtiyacına bağlı olarak revize edilebilen çalışmalar bulunmaktadır. Riskler arasında ise sosyal hizmet uzmanı ile müracaatçı sistemi arasındaki terapötik ilişkinin zarar görmesi, makine öğrenmesi için yeterli ve kaliteli veri beslemenin geliştirilememesi, etik sorunlar ve sosyal hizmet uzmanlarına duyulan ihtiyacın azalması bulunmaktadır. Sonuç olarak hem sosyal hizmet mesleğinin profesyonel duruşuna hem de müracaatçı sisteminin sahip olduğu haklara duyarlı olan yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi önerilmektedir.Teknolojik gelişmeler, çeşitli tekniklerin ve aletlerin icat edilmesiyle basitten karmaşığa doğru bir seyir izlemiştir. Yeni bilgilerin üretilmesiyle, insanlar yeni şeyler yaratmış ve böylece ekonomiden sanayiye, sosyokültürel geleneklerden politik ve askeri güce uzanan geniş bir yelpazede yaşam dinamikleri değişmiştir. Bu değişim ve dönüşüm hem yeni sorunların ve gereksinimlerin hem de çözüm yollarının oluşturulmasına kaynaklık etmiştir. Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren çalışılmaya başlanan ve adeta geleceğin teknolojilerinin en önemlilerinden biri olmayı hedefleyen yapay zekâ bunlardan biridir. Yapay zekâ, “bir sistemin verileri yorumlama, verilerden öğrenme, bu öğrenimleri belirli görevleri yerine getirmek için kullanma yeteneği” olarak tanımlanmaktadır (Haenlein ve Kaplan, 2019). Yapay zekâ alanında yapılan çalışmalarla insana özgü kimi özellikleri taşıyan yazılımlar ve donanımlar tasarlanmakta; taklit etme, iletişim kurma, algılama, planlama, akıl yürütme, nesneleri hareket ettirme, tahmin etme ve öğrenme yeteneklerine sahip yeni modeller geliştirilmektedir (Benhamou, 2020). Günümüzde gelinen noktada, yapay zekâ insanı, toplumu ve insanlarla makineler arasındaki ilişkiyi değiştirmektedir (OECD, 2019). Hiç şüphe yok ki, insan yaşamını bu denli kökten etkileme potansiyeli taşıyan gelişmeler, insan davranışını, insanlar ve sosyal çevre ile olan etkileşimi, problem çözme kapasitesini ve ihtiyaçları da değiştirme, dönüştürme ve farklı baş etme dinamiklerinin oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Bu koşullarda sosyal hizmet ile ilgili uygulama alanlarında şu soruların akıllara gelmesi kaçınılmazdır: Yapay zekâ sosyal hizmet ile ilgili hangi uygulama alanlarında ortaya çıkmakta ve hangi bağlamlarda nasıl tartışılmaktadır? Yapay zekâ bağlamında sosyal çevredeki insan davranışı ne anlama gelmektedir? Bu derin ve karmaşık uygulama alanında etik, eşitlikçi ve bilime dayalı mesleki çalışmalar yapmak mümkün müdür? Bu uygulamalarda hangi bilgi, beceri ve değer temeli kullanılmalıdır? Yapay zekâ uygulamaları müracaatçı sistemleri ile hizmet sunan meslek elemanları açısından korku ve kaygıya yol açmakta mıdır? Bu uygulamaların avantajları ve dezavantajları neler olabilir? Bu durumda sosyal hizmetin temelinde bulunan insan haklarına dayalı öğretide yeni sorun ve ihtiyaç alanları doğacak mıdır? Kısacası, yapay zekâ sosyal hizmet mesleğini nasıl etkileyecektir?