FİKİRLERİN GÜCÜ: KEYNES, HAYEK VE POLANYİ

H3V3...1HBz
19 Apr 2024
30


Keynes, Hayek ve Polanyi toplumun refahı için sorumluluk alıp dünya olaylarının gidişatını etkileyecek fikirler ve İdeolojik inançların gücüne inandılar. 19. yüzyıl burjuva düzeninin Dünya Savaşı siperlerinde çöküşü, Rus Devrimi, Büyük Buhran, Sovyet beş yıllık planları, Avrupa ve İkinci Dünya Savaşı gibi ekonomik ve sosyal felsefelerinin 1945'ten bu yana tüm savaş sonrası dönem üzerindeki etkisini ele aldılar. Bu makalede, onların entelektüel katkılarını gözden geçireceğiz ve ekonomik ve sosyal felsefelerinin 1945'ten bu yana savaş sonrası dönem üzerindeki etkisini inceleyeceğiz.

Keynes bir devir için umut ışığı olarak nitelenmiş, kapitalizmin kurtarıcısı olarak görülmüş bir düşünürdür.

Keynes, dünyayı daha iyi bir yer yapma yolundaki çalışmalarında, geleneksel değerlerin genellikle tersinde yer almıştır. Keynes hayatı boyunca Viktorya toplumunun etik, dini, politik ve ekonomik tüm sıkı değerlerine karşı çıkmış ve kendisini iyi bir hayat yaşamaya adamıştır. Keynes entelektüel konularda solda, sosyal konularda sağda yer almaktadır.

Keynes’e göre belirsizliğin olduğu bir ortamda bireysel faydaya ulaşma çabası, toplumsal faydaya ulaşmayı garantilemeyecek olup bu eksiklik devletin bilinçli bir şekilde hareket etmesi ve piyasayı yönlendirme düşüncesinin, kurumsal temelini oluşturmaktadır

Keynes, devletin piyasaya müdahale etmesi gerektiğine inanmasına rağmen, bu hareketin bireysel özgürlüklere ve özel mülkiyete engel olmaması gerektiğini de düşünmektedir. Keynes, “bırakınız yapsınlar” politikasına karşı olmasına rağmen, görünmez elin ve kapitalizmin var olması gerektiğine, ancak devletin onu daha görünür hale getirmesi gerektiğine inanmaktadır. Bu süreçte devletin en temel rolü belirsizlikleri azaltmak olacaktır.

Keynes 1924 yılında yayınladığı “Laissez-Faire’nin Sonu” adlı denemesinde, piyasa sisteminin tüm olumsuzluklarının, riskten, belirsizlikten ve cahillikten geldiğinin vurgusunda bulunmaktadır. Keynes’e göre tüm bu olumsuzlukların çözümü için para ve kredi mekanizmaları, merkezi bir kurum tarafından denetlenmelidir ve bilgisizliğin önüne geçilebilmesi için ticari bilgilerin, tasarruf ve yatırım hacmi bilgilerinin toplanması ve halka duyurulması gerekmektedir.

Polanyi, günümüzde sınırlı piyasa savunucularının öncü ve en önemli temsilcilerinden biri olarak görülmektedir.

Polanyici görüşler, piyasaların kısıtlanması ve devletin özgürlüğü tesis edecek şekilde yeniden dağıtımcı bir rol üstlenmesi tarafında toplanırken; Hayekçi görüşler ise sınırlı devlet ve serbest piyasa çerçevesinde bireysel özgürlükler üzerine odaklanmaktadır.

Hayek başta piyasalar olmak üzere yaşamın birçok alanıyla ilgili elzem gördüğü serbestî düşüncesi nedeniyle neoliberal fikirlerin öncüsü olarak değerlendirilmektedir.

Polanyi , “Büyük Dönüşüm” adlı kitabında piyasanın kısıtlanmasına karşı çıkanların genelde bunun bir köleliğe yol açacağını savunduklarını yazmakta ve burada köleliği kastetmek için "slavery" terimini kullanmaktadır.

Polanyi, tek amacı kar ve refah yaratmak olan piyasa sisteminde özgürlük ve barışın kurumsallaşamayacağını; bunları elde edebilmek ve yaygınlaştırmak için toplumsal anlamda aktif bir çabanın gerekli olduğunu belirtmektedir.

 Hayek ise Türkçeye “Kölelik Yolu” (1999) olarak çevrilen kitabının (orijinal başlığı: The Road to Serfdom3) başlığında “Kölelik (Slavery)” yerine “Serflik (Serfdom)” terimini tercih etmektedir.

Kölelik Yolu’nda Hayek, planlamanın toplumun refahını arttırma gücünün bulunmadığını ve bunun yanında bireysel özgürlükler için de büyük bir tehdit oluşturduğunu ileri sürmektedir.

Ona göre, “… rekabetin tesirli olarak işlemesine imkân bulunmayan hallerde, iktisadi faaliyetin, sevki ve idaresi için başka metotlara başvurmamız gerekir.”


İki yazar arasındaki bu terim farklılığı, önemli bir ideolojik nüansa işaret etmektedir. Zira serflik, toprağa bağlı bir kölelik biçimi olarak feodalizme özgü bir yapıya karşılık gelmektedir. Bu bakımdan, kapitalizm öncesi dönemde geçerli olan ve piyasa sistemi dışındaki bir olguyu temsil etmektedir. Oysa kölelik (slavery), modern kapitalizm ile birlikte de varlığını bir süre devam ettirmiş olan tarihsel bir olguyu ve toprağa bağlı olmaksızın doğrudan piyasa sistemi içinde alınıp satılabilen insan kaynağını ifade etmektedir


Polanyi, tek amacı kar ve refah yaratmak olan piyasa sisteminde özgürlük ve barışın kurumsallaşamayacağını; bunları elde edebilmek ve yaygınlaştırmak için toplumsal anlamda aktif bir çabanın gerekli olduğunu belirtmektedir.

Hayek, devletin rol alması gerekli alanları belirlemesi sonrasında, devletçe yapılmaması gerekli konulara odaklanmaya başlamıştır. Günümüzde, eğitim, kamu sağlığı, kütüphaneler, parklar ve müzelerin oluşturulması ne kadar devletin görevi olarak kabul edilse de bunların ilk oluşumlarının devlet tarafından değil, geçmişte dini kurumlar, vakıflar ve bağışlar sayesinde olduğunu öne sürmektedir. Bu kurumların çoğunun devletçe işletilmesi hususu Hayek için tartışmalıdır.

Hayekçi bakış açısına göre, devletin piyasa sisteminin işleyişine zarar vermemesi için rekabet koşullarını geliştirecek şekilde organize olması gerekmektedir. Rekabetin mümkün olmadığı durumlarda ise bunun yerine uygun alternatifler ikame etmelidir. Özellikle piyasanın sunmadığı hizmetleri üstlenebilmek için devletin gelir yaratıcı faaliyetlerde bulunması bu duruma örnek gösterilebilir.

Hayek: “Para esasında devlete karşı korunmalıdır.”

Devlet, geçmişte paranın ayarını onaylarken ya da halkı, sahte paralardan uzak tutarken faydalı fonksiyonlar yüklenmiş olmasına rağmen, artık bu rolünü, birbiri ile rekabet içinde olan, halkın tercihi neticesinde değer kazanacak veya kaybedecek para birimlerine bırakması gerekecektir.


Üç güçlü rakip... İktisat okulunun fikirlerinin çarpışması... Peki siz eleştiri oklarınızı hangi yöne çevirdiniz?

Polanyi, K. (1957). The Great Transformation the Political and Economic Origins of Our Time.
Hayek, F. A. (1992a). Historians and the Future of Europe, in, The Fortunes of Liberalism, Essays on Austrian Economies and the Ideal of Freedom Vol IV, Peter Klein (eds.), Routledge, London.
Keynes, J.M. (1931). “The Pure Theory of Money. A Reply to Dr. Hayek”, Economica.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to improbable

1 Comment