Jeffrey Epstein davası: Neler biliniyor?

CvLd...oK31
17 Jan 2024
91

Cinsel istismar suçlusu Jeffrey Epstein, davaya dair gizliliğin kaldırılmasıyla yeniden gündemde. Pek çok ünlü ismin Epstein davası dosyalarında geçmesi, ne anlama geliyor? Türkiye ile ilgili sosyal medyada yayılan iddialar ne kadar doğru?
2024’e pedofili ve seks ticareti suçlusu Jeffrey Epstein’in yaklaşık bin sayfalık dava dosyasının üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasıyla başladık. Dava dosyasının erişime açılmasıyla bir dizi şüpheli paylaşım dolaşıma girdi. 
Rızaları dışında alıkoyulan mağdur çocukların şüpheli görüntüleri, seks ticareti ağının Türkiye ayağı ve dava dosyasında adı geçen ünlü isimler gündeme oturdu.
Sosyal medyada, suça karıştıkları iddiasıyla ünlü isimlerin yer aldığı bir "liste" olarak yayılan bu dava dosyaları, sosyal medyada görünenden çok daha fazlasını kapsıyor. 
Wayfair isimli mobilya firmasının çocuk ticareti yaptığı iddiası
Jeffrey Epstein ile ilgisi olmayan eski tarihli görüntüler, montajlanmış mahkeme belgeleri, abartılı ifadeler ve hatalı çıkarımlar, Epstein’in suçlarına dair gerçeklere gölge düşürürken, olayın önemine de zarar veriyor. Bu nedenle Epstein dosyasının ve işlenen suçların doğru bir zeminde ve gerçeklerle birlikte ele alınması gerekliliği ortaya çıkıyor.
Gelin, dava dosyaları ile ilgili bugüne kadar bilinen gerçeklere bakalım.

Jeffrey Epstein: Lüks ve skandal dolu bir hayat

Jeffrey Epstein, ABD'li bir finans uzmanıydı. Öğretmenlik, bankacılık ve finans sektörlerinde çalıştı. Çok zengin ve etkili bir iş insanıydı. 
Ama biz onu, aralarında reşit olmayan kız çocuklarının da bulunduğu çok sayıda kişiye cinsel istismarda bulunma ve seks ticareti ağı kurma suçlamalarıyla tanıyoruz. Epstein’in bugün çok tanınan ünlülerle, politikacılarla ve Britanya kraliyet ailesiyle bağları olması davaya olan ilgiyi artırıyor.
Video Epstein’e ait adadan kurtarılan çocukları mı gösteriyor?
Jeffrey Epstein, pedofili ve seks ticareti suçlamasıyla ilk kez 2005’te karşı karşıya kaldı ve 2006’da tutuklandı. 2008’de kendisine yöneltilen suçlamaları kabul eden Epstein, 2009’da hapisten çıktı. Bu, Epstein’in bilinen ilk suçlamasıydı ama son olmadı. 2019’a gelene kadar onlarca kadın, Epstein’i benzer cinsel istismar suçlarıyla işaret etmeye devam etti. 
Ancak geniş kamuoyu, Epstein'in varlığından ancak 2019 yılında seks ticareti yapmakla suçlandığında haberdar oldu.
Temmuz 2019'da reşit olmayan kişilerle seks ticareti ve seks ticaretine yönelik komplo kurmak suçlamasıyla tutuklanan Epstein, tutuklu yargılanması sürerken hapishanede intihar etti. Duruşması öncesinde kefaletle serbest bırakılması reddedilmişti. 
Epstein'in partneri ve suç ortağı Ghislaine Maxwell, reşit olmayan kız çocuklarının fuhuş ağına katılmasını sağladığı gerekçesiyle Haziran 2022'de 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Video Epstein adasında Türkçe konuşan bir çocuğu mu gösteriyor?
Epstein'in hayatı, işlediği suçlar ve bu suçlara ortak olan kişilerle ilgili sorular hâlâ devam ediyor. 

Gizlilik kararı kaldırılan dosyalarda neler var? 

Mahkeme dosyalarının ilk 2 bin sayfası 2019'da açıldı ve 2020, 2021 ve 2022'de ek yayınlar yapıldı. Yeni kararla açıklanan dosyalar, daha önce hem mağdurların hem de sanıkların gizlilik hakları nedeniyle saklanmıştı. 
12 Ocak 2024 itibariyle açıklanan mahkeme belgeleri, Virginia Giuffre'nin 2015’te Epstein’in ortağı ve partneri olan Ghislaine Maxwell'e karşı açtığı davanın bir kısmını içeriyor. Virginia Giuffre, Epstein'in istismar ağındaki mağdur çocuklardan biri.
Virginia Giuffre, Epstein’in Britanya Kraliyet Ailesi mensubu Prensi Andrew da dahil olmak üzere çevresindeki ünlü erkeklerle seks yapmaya zorlandığını iddia ediyor. 
Büyüteç: Korkuları körükleyen çocuk kaçıran organ mafyası iddialarının aslı ne?
Gizliliği kaldırılan belgeler çeşitli mahkeme dosyalarından, e-postalardan, polis raporlarından, hükümet belgelerinden, Epstein ve Maxwell'in eski çalışanları ve mağdurlarının yanı sıra polis memurları da dahil olmak üzere davanın kilit isimlerinin ifadelerinden oluşuyor.
Davayı yakından takip edenlere göre zaten bilinmeyen pek bir şey yok. Dosya, adı geçen kişilerden bazılarının üzerindeki incelemeyi yeniliyor; bazı mağdurlara iddialarının ve hikayelerinin daha iyi duyulması için bir fırsat sunuyor.
Belgeler, dikkatleri yeniden Epstein'in ve onunla bağlantılı nüfuzlu kişilerin üzerine çekerek, bu kişilerin Epstein'in işlediği suçlarla ilgileri konusunda yeni sorular ortaya koyuyor. Bazı belgelerin gizliliğini koruyor olması ve Epstein'in ilk ağızdan ifade veremeyecek olması, bu soruların doğasında var olan belirsizliği artırarak komplo teorilerine yeni bir zemin hazırlıyor.

Epstein’in suç adası 

Dava dosyalarında suç mekanlarının adı da geçiyor. Epstein mağdurları, New York'taki bir malikane, Palm Beach'teki bir villa, ABD Virgin Adaları'ndaki özel bir ada ve Santa Fe dışındaki bir çiftlik de dahil olmak üzere çeşitli yerlere götürüldüklerinden bahsediyor.
Büyüteç: Türkiye Avrupa’da en çok mahpusa sahip ikinci ülke
Bazı tanıkların “pedofili adası” olarak andığı Karayipler'deki Little Saint James ve Great Saint James adaları merak uyandıran bir diğer konuydu. Bu adaların, Epstein’in seks ticareti ağının merkezi olduğu iddialar arasında.

Jeffrey Epstein'ın ABD Virgin Adaları'ndaki Little St. James adasındaki eski evi. 

Adanın akıbeti bugünlerde tamamen değişiyor. Epstein’in ölümünden sonra satışa çıkarılan adaların yeni sahibi Stephen Deckoff, yeni bir lüks bir tatil köyü inşa ediyor. 
Kimlik görsellerinin montajlanmış olması bilgi sızıntısı ihtimalini yok ediyor mu?

Dava dosyasında adı geçen herkes suçlu değil

Söz konusu dava dosyaları, sosyal medyada “Epstein’in potansiyel müşterilerinin” ya da “suç ortaklarının listesi" olarak sunulduğundan, belgelerin kimleri ve neleri deşifre ettiği ve bu isimlerin reşit olmayan çocuklara yönelik seks ticaretiyle açıkça ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceği büyük bir merak konusu oldu. 
Konuya aşina hukukçular, bu olaya karışan ünlü kişilerin kesin bir listesi olmadığını söylüyor.
Dosyada Stephen Hawking, Bill Clinton, Donald Trump, Michael Jackson ve Prens Andrew gibi isimler de yer alıyor. 
Esasen bu dosyalarda atıfta bulunulan her isim, cinsel istismar suçlaması ile karşı karşıya değil, dolayısıyla ne suçları ne de Epstein ile suç ortaklıkları kanıtlanmış değil. Ve bu isimlerin bulunduğu dosya da bir tür “müşteri listesi” anlamına gelmiyor. Ancak olası yeni deliller bu durumu değiştirebilir.
Türkiye’de bireysel silahlanma (III): Çözüm için neler yapabiliriz?

  • Stephen Hawking

The Independent, Stephen Hawking, 2006’da Jeffrey Epstein’in özel adasında düzenlenen bir etkinliğin konuklarından biri olduğunu yazmıştı.
Hawking’in adı, dava dosyalarında iki kez geçiyor.
Epstein'in partneri ve suç ortağı Ghislaine Maxwell'a yazılmış 2015 tarihli bir e-postada Epstein, Hawking’in Epstein'ın özel adasında “reşit olmayan kişiler ile cinsel ilişki yaşadığı iddiasının yanlış olduğunu kanıtlamaya yardım edecek kişilere ödül verileceğini” söylüyor. (Syf. 391) Mahkeme belgelerinde iddiayı destekleyen başka bir kanıt yok.
Türkiye’de bireysel silahlanma (II): Neden silahlanıyoruz?

  • Donald Trump

Dosyada Donald Trump’ın adı geçse de bu onun suçlu olduğu anlamına gelmiyor. Epstein mağdurlarından biri olan Johanna Sjoberg’e ifadesinde Trump'la tanışıp tanışmadığı veya ona cinsel istismarda bulunup bulunmadığı soruluyor. Sjoberg ise hayır yanıtını veriyor. (syf. 278)

  • Bill Clinton

Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın ismi çok kez mahkeme belgelerinde geçiyor ancak belgelerde yasa dışı bir durum olduğuna dair bir kanıt yok.
Örneğin mağdurlardan biri olan Johanna Sjoberg davanın bir parçası olarak verdiği ifadesinde Epstein'ın kendisine "Clinton'ın gençleri sevdiğini" söylediğini ancak Clinton'un Epstein'ın daveti üzerine reşit olmayanlarla herhangi bir cinsel ilişkiye girdiğinden haberdar olmadığını söyledi (Syf. 147).
Daha önce Epstein'le birçok uçak yolculuğuna çıktığı basına yansıyan Bill Clinton'dan bahsedilirken bu uçakta yaşanan herhangi bir cinsel istismar suçundan bahsedilmiyor. 
Tanıklardan biri Clinton’un Epstein adasında yemek yediği iddiasının yanlış olduğunu iddia ediyor (Syf. 32).
Ek olarak, tanıklardan biri olan Sarah Ransome, bir gazeteciye gönderdiği e-postada, Epstein'ın elinde Bill Clinton ve Prens Andrew gibi isimlerin yer aldığı seks kasetlerini izlediğini iddia etti. Ancak New Yorker, 2019'da Ransome'un bu iddianın uydurma olduğunu kabul ettiğini bildirdi.

  • Prens Andrew

Prens Andrew ile ilgili birçok güçlü cinsel istismar beyanı var. Ama yine de hakkında bir soruşturma açılmamış. Mahkeme belgeleri arasında, Prens Andrew ile 2001 yılında Epstein'ın New York'taki evinde buluştuğunu anlatan Johanna Sjoberg'in ifadesi yer alıyor. 2019’da yayınlanan mahkeme belgelerinde Sjoberg, bir kanepede otururken prensin göğsünü ellediğini iddia ediyor (syf. 141). 2024’te yayınlanan belgelerde de başka bir tanık Prens Andrew’ün göğsünü elleyip fotoğrafını çektiğini söylüyor (Syf. 188). 
Benzer şekilde, sayfa 129’da Jane Doe #3 takma adlı kişinin defalarca Prens Andrew ile cinsel ilişkiye girmesinin zorlandığı ifade ediliyor
Virginia Giuffre, 17 yaşındayken yani ABD yasalarına göre çocukken, Epstein tarafından Prens Andrew'a sunulduğunu öne sürüyor. 2022‘de Virginia Giuffre ve Prens Andrew, 17 yaşındayken kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia ettiği bir davada anlaşmaya varmıştı.
Prens Andrew her türlü suçu reddediyor. Ama yine de, bu iddiaların Britanya Kraliyet ailesinin çalışmalarına zarar verdiğini söyleyerek, aile üyesi olarak üstlendiği görevleri bıraktığını açıklamıştı.

  • Cate Blanchett, Bruce Willis ve Michael Jackson

Dava belgelerinde bu üç ismin yalnızca adı geçiyor. Adı geçen her isim hakkında bir iddia ya da suçlama bulunmuyor.
Sjoberg, birkaç kez Michael Jackson ile Epstein aracılığıyla tanıştığını ancak onun herhangi bir istismar sergilediğini iddia edemeyeceğini söyledi (Syf. 305 ve 319).Benzer şekilde, Bruce Willis ve Cate Blanchett’in isimlerinin geçtiği tek bölümde ifadesine başvurulan Johanna Sjoberg onları tanımadığını aktarıyor. Fakat Sjoberg, Jeffrey Epstein ile telefonda konuşurken bu isimlerin adını duyduğunu aktarıyor (Syf. 274). Bu isimler herhangi bir suçlama altında değil.

Dosyada Türkiye’ye dair ne var?

Epstein dosyası gündeme oturunca, cinsel istismara uğrayan Türklerin de olup olmadığı merak edildi. Şu ana kadar, dosyalarda iki Türkün ismi geçiyor: Banu Küçükköylü ve Turabi Fırat. Küçükköylü ve Fırat’a ilişkin herhangi bir bilgi ya da suçlama yer almıyor.

  • Dosyada Epstein’in Türkiye’den çocuk kaçırdığını kanıtlayan beyan yok

Yayınlanan belgelerde, mevcutta açıklanan belgelerde Epstein’in küçük çocukları Türkiye’den kaçırdığını kanıtlayan hiçbir beyan bulunmuyor.
Fakat bu iddiaların yargıya intikal eden meseleler olduğunu ve ilerleyen süreçte değişme ihtimali olduğunu da unutmamak gerek.
Mahkeme belgelerinde, Epstein’in özel uçağının pilotuna Türkiye’den de çocuk götürülüp götürülmediği sorusu konunun Türkiye’de de yoğun ilgi görmesine neden olmuş. Ancak pilot, konuşmama hakkını kullandığını söyleyerek soruları yanıtsız bıraktı (Syf. 12).
Yani bazı paylaşım ve haberlerde geçen “Epstein’in pilotu Türkiye’den çocuk kaçırıldığını itiraf etti” gibi iddiaları mevcut belgeler özelinde doğru değil.
İlginizi çekebilir: Video Epstein adasında Türkçe konuşan bir çocuğu mu gösteriyor?

  •  Jane Doe, Banu Küçükköylü’yü mü temsil ediyor? 

Sosyal medyada bu cinsel istismar ağının Türkiye boyutu, davada ifadesine başvurulan Jane Doe isminin de gizlilik için Banu Küçükköylü’nün yerine kullanıldığı iddiasıyla da yankı buldu. Dosyada geçen isim nedeniyle Banu Küçükköylü’nün Türkiye’de 1990'lı yıllarda özel bir televizyonun güzellik yarışmasına katılan kişi olduğu iddia edildi.
Birçok ifade dosyasında tanıkların zarar görmemesi adına takma isimler kullanılıyor. Yaşları ve meslekleri farklı yazılıyor ancak yaşanan olaylar olduğu gibi ifade ediliyor. Hatta ABD’de erkekler için John Doe ve kadınlar için Jane Doe isimleri, bir kişinin gerçek adı bilinmediğinde veya kasıtlı olarak gizlendiğinde kullanılan bir tür takma ad olarak biliniyor.
Banu Küçükköylü’nün ismi daha önce İngiltere medyasında Prens Andrew’la Epstein arasındaki ilişkiye dair haberlerde de yer almıştı. Amerika’nın Sesi’nin ulaştığı Küçükköylü, ortada bir isim benzerliği olduğunu, kendisinin davayla bir ilgisi olmadığını savundu. Banu Küçükköylü, 2021’de Sun gazetesinin de benzer bir yanılgıyla kendisine ulaştığını söyledi. Küçükköylü, o tarihte gazetede yer alan haberde de uçakta adı geçen kişinin kendisi olabileceğinin ifade edildiğini ancak onlara da durumun bir isim benzerliğinden kaynaklandığını anlattığını belirtti.

  • Depremde kaybolan çocuklar hakkında 

Çocuğa cinsel istismar gündemiyle beraber 1999 Gölcük ve 2023 Kahramanmaraş depremlerinde Türkiye’den çocukların kaçırılıp birçok ülkeye zorla götürüldüğü iddiaları da yeniden gündeme geldi. 
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 21 Haziran 2023 tarihli verilerine göre, 6 Şubat depremlerinden sonra enkaz altından çıkarılan ve refakatçisi olmayan bin 914 çocuk kayıt altına alındı. Bu çocuklardan kimlik tespiti yapılan bin 847'si ailesine teslim edildi. 13 çocuk tedavisi sürerken hastanede hayatını kaybetti. Tedavisi tamamlanan ancak kimliği tespit edilemeyen 44 çocuğun ise ailesine ulaşılamadı. Bu 44 çocuk, Aile Bakanlığı tarafından koruma altına alındı.
Depremden sonra "kaybolan çocukların Epstein ile bağlantılı olarak ABD’ye kaçırıldığı" iddiasına kaynak olarak Clinton'ın 1999 depremi sonrası Türkiye'ye ziyarette bulunması sunulsa da Epstein davası dosyalarında ve Türkiye’de depremde kaybolan çocuklarla Epstein’in bir ilgisi olduğuna dair net bir kanıt yok.
Türkiye’den çocuk kaçırıldığı iddiası Meclis gündemine de taşındı. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, "TÜİK verilerine göre Türkiye’de her gün ortalama 32 çocuk kaçırıldığını" söyledi ve "Verilerin çok yüksek olması nedeniyle TÜİK artık kayıp çocuk istatistiklerini açıklamıyor" dedi.
Tartışmaların artması üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, iddiaların doğru olmadığını açıklarken depremzede bin 912 çocuğunun bir tanesinin bile kayıp olmasının söz konusu olmadığını söyledi.
CHP tarafından 2018 yılında TÜİK verilerine dayanarak hazırlanan rapora göre 2008-2016 yılları arasında hakkında kayıp başvurusu yapılan ve bulunarak güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı toplam 104 bin 531.
İddialar yayılmaya devam ettikçe, depremden sonra hâlâ bulunmamış kişiler akla geliyor. 6 Şubat 2023 depremi sonrası kurulan Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nin (DEMAK), 11 ildeki 142 kişinin yakını bir yıla yakın süredir haber alamadıkları akrabalarını aradıklarını bildiriyor.
Deprem sonrası kayıplar ve bilgi eksikliği, komplo teorilerini körükleyebiliyor. Tam da böyle zamanlarda şeffaflık ve doğru bilginin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Yanlış bilgi hızla yayılırken gerçeklere ulaşmak çok daha önemli.

🔔 Teyitli bilgiler için bildirimleri aç

Özet

  • Seks ticareti ağı kurmak, pedofili ve cinsel istismar suçlarıyla tanınan Jeffrey Epstein, 2019’da tutuklu yargılandığı sırada hapishanede intihar etti.
  • Ocak 2024’te kamuoyuyla paylaşılan mahkeme belgeleri, mağdurlardan Virginia Giuffre'nin 2015’te Epstein’in ortağı ve partneri Ghislaine Maxwell'e açtığı davanın bir kısmını içeriyor.
  • Belgeler, dikkatleri yeniden Epstein'in ve onunla bağlantılı nüfuzlu kişilerin üzerine çekerek, bu kişilerin Epstein'in işlediği suçlarla ilgileri konusunda yeni sorular ortaya koyuyor.
  • Bazı belgelerin gizliliğini koruyor olması ve Epstein'in ilk ağızdan ifade veremeyecek olması, bu soruların doğasında var olan belirsizliği artırarak komplo teorilerine yeni bir zemin hazırlıyor.
  • Listede bir ismin yer alması, o kişiyle ilgili cinsel istismar iddiası olduğu anlamına gelmiyor.
  • Dosyalarda iki Türk’ün adı geçse de Epstein’in Türkiye’den çocuk kaçırdığını kanıtlayan beyan yok.

son olarak detaylı bir video bırakıyorum aşağıya:


Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to cevikhusne

4 Comments