Ege'nin Kalbine Yolculuk: İzmir Seyahat Rehberi
Güzel sıfatının en çok yakıştığı şehirlerden İzmir’i keşfetmek için kendimizi şehrin rehberliğine bırakıyor, tarihi yerlerinden ara sokaklarına şehri karış karış geziyoruz.
Şiirlere, şarkılara ilham veren İzmir; güler yüzlü insanları, binlerce yıllık arkeolojik geçmişi, yakın tarihinin anıtları, birbirinden nefis yiyecekleri ve mavinin her tonuna ev sahipliği yapan sahil yerleşimleriyle her daim keşfe açık, misafirperver bir şehir. Her semtinde ayrı bir güzellikle konuklarını karşılayan bu şehre yolunuz düştüyse bilin ki bambaşka bir coğrafyadasınız.
Burada simide gevrek, çekirdeğe çiğdem denir. Körfezde martılarla yarenlik edilir, Saat Kulesi’nin altında buluşulur, Kordon’da tur atılır. Kentin görkemli geçmişine tanık olmak ve modern yaşamın tüm güzelliklerinin tadına varmak için kendinizi İzmir’in rehberliğine bırakın. Bilin ki her köşe başında ayrı bir hoşlukla karşılanacak, şehrin yormayan ve gülümseten sıcacık enerjisine hayran kalacaksınız.
İzmir’e Ne Zaman Gidilir?
Gezinizi planlarken şehrin bir ucundan diğer ucuna gideceğinizi ve çoğunlukla açık havada olacağınızı aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden hava durumuna dikkat etmeniz gerekiyor. Kış aylarında bile soğuk havanın sadece birkaç günle sınırlı olduğu şehir, yaz ayları haricinde tüm mevsimlerde gezmek için ideal bir havaya sahip. Neredeyse eylül ayının ortalarına kadar süren sıcakta şehri dolaşmanız biraz zor. Ancak o zaman da Foça, Çeşme, Seferihisar gibi sahil beldeleri masmavi denizleriyle imdadınıza yetişiyor.
Ziyaretiniz kış aylarına rastlayacaksa mutlaka kat kat giyinmeye dikkat edin. Bir günde dört mevsimi yaşatan İzmir’de sabah mont ve hırkayla başladığınız güne öğleden sonra tişört ile devam etmek zorunda kalabilirsiniz. Güneş batınca çıkardıklarınızı tekrar giyip gezmeye devam edersiniz.
İzmir’e Nasıl Gidilir?
Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olan İzmir’e ulaşmak için ister havayolunu, ister karayolunu tercih edin. Her mevsim ziyaretçi trafiği yoğun olan İzmir için birçok firma, sık aralıklarla düzenledikleri seferleriyle hizmet veriyor.
İzmir’de Şehir İçinde Ulaşım
İzmir, şehir içi ulaşımı kolay bir şehir. Toplu taşıma araçlarıyla arzu ettiğiniz her yere rahatça gidebilirsiniz. Ve vapur da şehre ‘karşıya geçme’ tabirini kazandıracak kadar aktif şekilde kullanılıyor.
İzmir’de Gezilecek Yerler
Konak Meydanı ve Saat Kulesi
Şehrin nabzını tutup ritmini yakalamak için gezinize Konak Meydanı’ndan başlayın. Hiç kuşkusuz İzmir’in kalbi diyebileceğimiz bu meydanda İzmirlilerin en gözde buluşma noktası Saat Kulesi yer alıyor. Saat Kulesi İzmir’in en ünlü simgesi. Öyküsüyse 1901 yılına uzanıyor. Sultan II. Abdülhamit tahta çıkmasının 25. yıl dönümü nedeniyle pek çok şehirde saat kulelerinin yapılmasını emredince Fransız mimar Raymond Charles Pere tarafından tasarlanıp inşa edilmiş.
Sekizgen bir taban üzerine yerleştirilen eserin yüksekliği tam 25 metre. Taşa dantelmiş hissi veren zarif süslemeleriyle dikkat çeken Saat Kulesi hala İzmir fotoğraflarının baş kahramanı. Saat Kulesi’nin tam arkasında ise birçok tarihi filmde karşınıza çıkan Hükümet Konağı’nı göreceksiniz. Valilik binası olarak kullanılan bu görkemli yapı 19. yüzyılda inşa edilmiş. Katipzade ailesine ait olan Katipzade Konağı ya da daha az bilinen adıyla Voyvoda Konağı, bir süre Osmanlı İmparatorluğu tarafından kiralanarak valilik binası olarak kullanılmış. Zaman içinde çeşitli tadilatlar geçiren bina, 1980 yılında orijinaline benzer şekilde yeniden yapılmış.
Kemeraltı Çarşısı
Hükümet Konağı’nın hemen yanındaki sokaktan Kemeraltı Çarşısı’na girdiğinizde, tarihi ve modern hanlar, restoran ve mağazalarla dolu cıvıl cıvıl bir aleme adım atarsınız. Burada İzmir’in batılı yüzü birden geleneksel bir çehreye bürünür. Çarşıda aklınıza ne gelirse bulabilirsiniz. Hatta aklınıza hiç gelmeyen bir sürü şeyi de alıp eliniz kolunuz dolu dolaşırsınız. Sebzeden balığa her türlü yiyecek, ev eşyaları, tekstil ürünleri… Her bütçeye uygun alışveriş olanaklarıyla burası hep kalabalık olur. Hele bayram ve yılbaşı yaklaşıyorsa.
Alışverişinizi yaptıktan sonra 1744 yılında yapılan Kızlarağası Hanı’nda bir kahve molası verin. Kahvenizi içtikten sonra handaki antikacıları, hediyelik eşya ve el yapımı ürünler satan dükkanları dolaşmayı unutmayın. Kemeraltı Çarşısı aynı zamanda tarihi yapılar, camiler ve havralarıyla da ünlüdür. Hisar, Salepçioğlu, Başdurak, Şadırvanaltı ve Kestanepazarı burada görebileceğiniz tarihi camilerden birkaçı. Bu bölge 15. yüzyılda İspanya ve Portekiz’den İzmir’e gelen Musevilerin şehirdeki ilk yerleşim alanı olduğu için çok sayıda havraya da rastlayacaksınız.
Burada bulunan Havra Sokağı ise balıkçılarıyla ünlü bir sokaktır. Ahtapot, midye, sübye ve denizden yeni çıkmış tazecik balıkları burada bulabilirsiniz. Kemeraltı Çarşısı geziniz bittiyse esnaf lokantalarından birinde yemek molası vermelisiniz. Zira birbirinden nefis yemeklerin keyfine varabileceğiniz birçok tarihi lokanta bu bölgede misafirlerini ağırlıyor.
Hisar Camisi
Kızlarağası Hanı’nın hemen yanında Hisar Camisi’ni göreceksiniz. Bu görkemli cami İzmir’in en büyük ve en eski camisi olarak biliniyor. Dış kapısı Hisarönü Meydanı’na açılan caminin yapım tarihinin 1597 olduğu kabul ediliyor. Caminin içine de girin. 18. ve 19. yüzyılın sanat özelliklerinden izler taşıyan iç süslemeleri gerçekten de görülmeye değer.
Agora Ören Yeri (Smyrna Agorası)
Basmane’de konumlanan Agora Ören Yeri İzmir’e gelen yerli ve yabancı turistlerin ziyaret edilecek yerler listesinde mutlaka olmalı. Burası asırlar önce Smyrna adıyla bilinen İzmir’in arkeolojik mirasının kalbi. Agora, Antik Yunan ve Antik Roma kültürlerinde ticaret ve alışverişin yapıldığı yer anlamına geliyor. Antik Çağ boyunca bölgenin sanat, kültür ve felsefe merkezi olarak önemli bir yere sahip olan Smyrna’nın M.Ö. 4. yüzyılda kurulan agorası, bir devlet agorası olarak hizmet veren büyük bir alanmış. 178’deki depremden sonra Roma İmparatoru Marcus Aurelius tarafından yeniden inşa ettirilen Agora’da bulunan Smyrna Bazilikası ise Roma’daki Traianus Bazilikası’ndan sonra dünyanın en büyük bazilikası.
Kadifekale
Antik Smyrna’nın akropolü olan Kadifekale’ye çıkarak İzmir’in eşsiz manzaralarından birini görebilirsiniz. Burası kentin Helenistik Dönem’de kurulan yerleşimine ev sahipliği yapan alan olarak mutlaka görülmesi gereken yerler listenizin başında olsun. Bu dönemde inşa edilen kale, Timur’un orduları tarafından 1402 yılında tahrip edilmiş olsa da sur duvarları ve kuleleriyle hala görkemli. 186 metre yüksekliğindeki tepenin Basmane’ye doğru inen eteğinde ise Roma Dönemi’nden kalma tiyatro ortaya çıkarılmış.
İzmir Arkeoloji Müzesi
Şehirdeki arkeoloji turunuza İzmir Arkeoloji Müzesi’yle devam edin. Sikkelerden pişmiş toprak eserlere, lahitlerden heykellere İzmir’de ve tüm Batı Anadolu’da bulunmuş önemli arkeolojik eserler burada sergileniyor. Müzenin en önemli eserleri arasında Kyme açıklarında bulunan bronz bir atlet heykeli de bulunuyor.
Arkas Sanat Merkezi
2011 yılında açılan Arkas Sanat Müzesi, Fransa Fahri Konsolosluğu olarak hizmet veren binanın denize bakan ön cephesinde ziyaretçilerini ağırlıyor. Şehrin kültür ve sanat sahnesinde önemli bir yeri olan müzeyi görmeden şehirden ayrılmayın.
Döneminin en güzel binalarından sayılan ve 10 adet sergi odası olan iki katlı yapıda, Arkas Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas tarafından oluşturulan Arkas Koleksiyonu’nun yanı sıra pek çok sanatçının eseri sergileniyor. İzmir’de bulunduğunuz dönemde hangi sergiye ev sahipliği yaptığını takip edip mutlaka uğrayın.
Atatürk Müzesi
Atatürk Caddesi üzerinde konumlanan tarihi bir köşkte ziyaretçilerini ağırlayan Atatürk Müzesi’ne mutlaka gidin. Osmanlı ve Levanten mimarisinin izlerini göreceğiniz binanın zemin katında büyük bir kristal ayna ve Atatürk büstü bulunuyor. Birinci kata çıkan merdivenlerin başında da aplik görevi yapan iki adet tunç şövalye heykelciği yer alıyor. Birinci katta ise toplantı odası, misafir odası, kütüphane gibi Atatürk’ün kullandığı odaları ve eşyaları görebilirsiniz.
İzmir Kültür Sanat Fabrikası
Tarihi Alsancak Tekel Fabrikası göz kamaştırıcı bir tadilatla 2023’ün Nisan ayında İzmir Kültür Sanat Fabrikası olarak kapılarını açtı. Burada iki müze hizmet veriyor. Bunlardan ilki yerleşkenin en büyük binasında konumlanan Müze İKSF-Arkeoloji ve Etnografya Müzesi. Binanın birinci katında arkeolojik, ikinci katındaysa etnografik eserler sergileniyor.
Tarihi Alsancak Tekel Fabrikası’nın ikinci büyük binası ise İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Sanat tarihi açısından zengin bir koleksiyona sahip olan müzede Tanzimat Dönemi’nden günümüze uzanan geniş bir seçki sergileniyor.
Arkas Sanat Bornova Mattheys Köşkü
Döneminin en güzel yapılarından biri olan ve Arkas Holding tarafından restore edilen Mattheys Köşkü’nde Arkas Halı Koleksiyonu’nu görebilirsiniz. Klasik Dönem Anadolu Halıları, Yöresel Anadolu Halıları, Osmanlı Saray Halıları ve Avrupa duvar halılarının nadide örneklerinin bulunduğu koleksiyon 30 yılı aşkın bir sürede bir araya getirilmiş. Halılar ilginizi çekmese bile köşk ve bahçesi o kadar güzel ki mutlaka uğramalısınız.
Tarihi Asansör
Kentin en güzel manzaralarından birine sahip olan Tarihi Asansör de görmeniz gereken yerler arasında. Burası İzmir’in simge yapılarından ve aralarında 58 metrelik yükseklik farkı olan Mithatpaşa Caddesi ile Halit Rıfat Paşa Caddesi arasında ulaşımı sağlıyor. 1907 yılında inşa edilen Tarihi Asansör, Musevi iş insanı Nesim Levi (Bayraklıoğlu) tarafından yaptırılmış. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kafe, bar ve restoran olarak da kullandığı Asansör’e çıkıp şehrin fotoğraflarını çekmek İzmir gezilerinin olmazsa olmazı.
Aziz Polikarp Kilisesi
Sade bir dış cepheye sahip Aziz Polikarp Kilisesi de İzmir’in en eski ve en büyük kilisesi olarak görülmesi gerekenler arasında. Kanuni Sultan Süleyman’ın izni ve Fransa Kralı XIII. Louis’in isteğiyle inşa edilen kilise, Hıristiyanlığı yaydığı gerekçesiyle Romalılar tarafından 155 tarihinde öldürülen İzmir Piskoposu Polycarp’a adanmış. Tarihi boyunca yangınlar ve depremlerden zarar gören kiliseye, 19. yüzyılda gerçekleştirilen restorasyonla Polykarp’ın hayatını anlatan freskler eklenmiş. Göz alıcı iç süslemeleriyle dikkat çeken kilisenin sekizgen gövdeli bir çan kulesi de var.
İzmir’e Yakın Yerler
İzmir Doğal Yaşam Parkı
Çiğli Sasalı’da 425 bin metrekarelik alanda 134 türde 2700’den fazla hayvana, 250’den fazla bitki türüne ev sahipliği yapan İzmir Doğal Yaşam Parkı, Türkiye’nin ilk doğal yaşam parkı. 2008 yılında açıldığı günden beri İzmir’in cazibe merkezlerinden biri olan park, hayvanların doğal hayatına uygun olarak yaşamalarına imkan veriyor. Burada teller, kafesler yok. Hayvanlar doğal engellerle sınırları belirlenmiş alanlarda rahatça dolaşabiliyor. Türkiye’de doğan ilk fil ‘İzmir’ ile de ünlü olan parkta geyiklerden papağanlara, kurtlardan maymunlara birçok hayvanı görebilir, kafe ve restoranlarında vakit geçirebilirsiniz.
İzmir Kuş Cenneti
Doğal Yaşam Parkı’nın yakınında bulunan Kuş Cenneti ile 40 bin hektarlık yüzölçümlü Gediz Deltası da kuş gözlemcileri tarafından ilgi gören bir alan. 286 kuş türünün yaşadığı bölgede 30 bin kadar flamingo bulunuyor. Hava kararana kadar günün her saati ziyaret edilebilen bölgede bir ziyaretçi merkezi, kuş gözlem kuleleri, dürbün ve gezi bisikletleri de var.
Efes Antik Kenti – Selçuk
İzmir’e yolunuz düştüyse mutlaka Efes Antik Kenti’ne de uğrayın. Daha önce ziyaret etmiş olsanız bile tekrar gidin, mutlaka daha önce dikkatinizi çekmeyen farklı bir detayını yakalayacaksınız. Hem kütüphane, hem de mezar anıtı işlevi olan Celsus Kitaplığı, büyük tiyatro, Hadrianus Tapınağı, Yamaç Evler, Traianus Çeşmesi ve cıvıl cıvıl sokaklarıyla Efes, geçmiş çağlarda yaşamış bir kent gibi değil de hala coşkulu kalabalıkları ağırlayan bir kültür ve sanat merkezi gibidir. Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri sayılan Artemis Tapınağı da burada. Antik kentin yakınındaki Bülbüldağı’nda konumlanan Meryem Ana Evi ise yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olarak her daim kalabalık.
Birgi
Zaman bulup Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik yapmış Birgi’ye de uğrarsanız pişman olmazsınız. İzmir’e sadece 120 km uzaklıkta bulunan Birgi’de Ege Bölgesi’nin en eski camilerinden 1312 tarihli Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi, 1762 tarihli Karaoğlu Camisi ve İmamı Birgivi Türbesi’ni görülmesi gereken yerler arasında sayabiliriz. Çakırağa Konağı ise Birgi’nin en çok ziyaret edilen yeri. Ege Bölgesi’ne özgü Türk mimarisinin en güzel örneklerinden olan konak, 18. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş. Duvar ve tavan süslemeleri, kalem işleri ve ahşap oymalarıyla dikkat çeken konakta, duvarlarında İzmir ve İstanbul betimlemeleri olan odalar da bulunuyor.