Yunan Efsanelerine Konu Olan Amazonlar Gerçek miydi?
1940’larda Ukrayna, Güney Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’daki İskit yerleşimlerini inceleyen arkeologlar, kurgan adı verilen mezar höyüklerini kazdılar. Silahlarla birlikte insan kalıntıları bulduklarında ölülerin erkek olabileceğini düşündüler. Fakat DNA testinin yapılması bunun yanlış olduğunu kanıtladı. Savaş yarası olan yaklaşık 300 iskeletin kadın olduğu belirlendi ve bu kadınlar, İskit erkekleri gibi ok kılıfları, savaş baltaları, mızrakları ve atlarıyla birlikte gömülmüşlerdi. İskit kültürüyle ilgili yapılan daha detaylı çalışmalar eşitlikçi bir yaşam şeklini ortaya çıkardı. Ata binen, ok atan göçebe bir kavmin üyesi olarak erkek, kız bütün çocuklara genç yaştan itibaren bu beceriler öğretilecekti. Cinsiyeti ne olursa olsun İskitler, avlanmayı ve ata binmeyi kolaylaştıran tunik ve pantolon gibi benzer kıyafetler giydiler.
Bir İskit kadın kafatası, Batı Rusya’da Voronezh’de bulunduğunda hala calathos denilen bir tören tacı ile süslenmiş halde duruyordu. Mezarlar ve Kemikler İnsan kalıntılarının incelenmesindeki bilimsel gelişmeler, İskitlerle ilgili araştırmayı derinleştirdi ve onların kültürleri ile mezar uygulamalarına dair çok daha ayrıntılı bir görünüm ortaya çıkardı. Kurgan olarak bilinen İskit mezarlarının önceki kazıları mızraklar, baltalar, oklar ve atlarla birlikte gömülmüş iskeletleri meydana çıkardı. Bu kalıntılar başlangıçta erkek olarak belirlendi; ancak onlarca yıl sonra DNA testinin yapılması kalıntıların hepsinin erkeklere ait olmadığını ve çoğunun kadın olduğunu gösterdi. Bugüne kadar mezarlarda bulunan İskit kadınlarının yaklaşık üçte biri silahlarıyla birlikte keşfedildi. Yarılmış kaburga kemiği, çatlamış kafatası ve kırılmış kol gibi savaş yaralarının izlerini taşıyorlardı. Ayrıca arkeologlar 2017’de, kalça kemiğine ok ucu saplanmış ve savaş nedeniyle yara izleri olan bir kadın iskeleti buldu.
Mezarlar ve Kemikler
İnsan kalıntılarının incelenmesindeki bilimsel gelişmeler, İskitlerle ilgili araştırmayı derinleştirdi ve onların kültürleri ile mezar uygulamalarına dair çok daha ayrıntılı bir görünüm ortaya çıkardı. Kurgan olarak bilinen İskit mezarlarının önceki kazıları mızraklar, baltalar, oklar ve atlarla birlikte gömülmüş iskeletleri meydana çıkardı. Bu kalıntılar başlangıçta erkek olarak belirlendi; ancak onlarca yıl sonra DNA testinin yapılması kalıntıların hepsinin erkeklere ait olmadığını ve çoğunun kadın olduğunu gösterdi.
Bugüne kadar mezarlarda bulunan İskit kadınlarının yaklaşık üçte biri silahlarıyla birlikte keşfedildi. Yarılmış kaburga kemiği, çatlamış kafatası ve kırılmış kol gibi savaş yaralarının izlerini taşıyorlardı. Ayrıca arkeologlar 2017’de, kalça kemiğine ok ucu saplanmış ve savaş nedeniyle yara izleri olan bir kadın iskeleti buldu.
Son keşifler, İskit ve diğer bozkır kültürleri arasındaki kadın savaşçıların Yunan Amazon efsanelerinde rol oynadığı teorisini daha da güçlendirdi. 2019 yılının sonlarında Rusya’nın Voronezh bölgesinde çalışan arkeologlar, içinde 4 kadın bedeni olan bir mezar buldular. En genci ergenlik döneminin başında, en yaşlısı ise 40’lı yaşlarının ortalarındaydı ve silahların yanısıra gösterişli bir başlıkla gömülmüştü. Analizler bu kalıntıların MÖ 4. yüzyılda yaşamış insanların kalıntıları olduğunu ileri sürüyor. Rusya’nın batısındaki bu bölge Yunanların İskitlerle karşılaşmış olabileceği alan içerisinde yer alıyor.
Yeni bulgular, Amazon hikayelerinin Yunan kültüründe nasıl doğduğu ile ilgili daha eski teorileri çürütüyor. Bir teori, Amazonlar’ın Yunan kahramanlar tarafından öldürülebilmeleri için sadece hayal ürünü olduklarını öne sürüyor. Diğerleri ise efsanelerin, erkeklerce bastırılması gereken kadına duyulan nefret ve korkuyu sergilediğini iddia ediyor. Bu eski argümanda Amazonlar sadece yenilmek için efsanede vardı ve kahraman savaşçı statüsü kadınlar için imkansızdı.
Yunan efsanelerindeki yabancı Amazonlar’ın Yunan kahramanları tarafından her zaman yenilgiye uğratıldığı doğru. Sonuç olarak Yunanlar kesin zafer kazananın kendi savaşçıları olduğunu duymak istediler. Fakat her efsanede Amazonlar cesaret ve yetenekte kahramanlara denk olarak tasvir edildi. Çünkü zafer peşinde koşan kahramanların yenmek için güçlü düşmanlara ihtiyacı vardı. Zayıf bir düşmanı öldürmenin onuru olmazdı. Mesela Amazonlar ile yapılan savaşları tasvir eden Yunan vazo resimleri meraklı bir bekleyiş hissiyle doludur. Amazonlar cesurca savaşıp ölür ve bazıları Yunan savaşçıları bile öldürür.
MS 2. yüzyıla ait bu lahdin üzerindeki detayda, bir Amazon ve Yunan ölümcül bir savaşa tutuşuyor. C: Louvre Müzesi, Paris.
Amazon arkeolojisi
Gerçek kadın savaşçıların, antik Yunanlar’ın Amazonlar’ı bulduğu bölgede var olduğunun kanıtları yıllarca kurgulandı. 2019 yılının sonlarında Rusya Arkeoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, Rusya’nın batısındaki Voronezh bölgesinde dönüm noktası olan bir keşif yaptı. Bu keşif, yaş aralığı 13 ila 40’lı yaşlar arasında değişen ve yaklaşık 2.300 yıl önce Rusya’nın batısındaki bozkırda savaşarak yaşayan ve ölen dört kadın İskit savaşçının bulunduğu bir mezardı. Mezarın bir bölümü yağmalanmış; fakat iki kadının mezarına dokunulmamıştı.
Birinin 20’li yaşların ortasında öldüğü anlaşıldı. İki mızrakla beraber ve bacakları ata biner pozisyonda bükülerek gömülmüştü. Ayrıca kafatası calathos (antik bir çömlek tipi) olarak bilinen tören tacı ile süslü en yaşlı kadının bedeni ise bütündü. Aynı döneme tarihlenen diğer 11 silahlı kadının mezarı son 10 yılda bulundu. Kadınların her biri erkeklerle aynı cenaze töreni yapıldığını gösteren işaretler taşıyordu.
Bir “Yaralı Amazon” heykelinin MÖ beşinci yüzyıldan kalma kopyası, heykeltraş Kresilas, Vatikan Müzesi.
Gerçekler ve kurgular
Arkeolojinin Amazonlar’ın tamamen efsane olmadığını göstermesi gibi, bu kadınlar hakkındaki diğer yanlış düşünceler de atılabilir. Amazonlar’ın en ünlü davranış biçimlerinden biri, 2.500 yıldan fazla bir süredir yapılageldiği söylenen yay gerebilmek için sözde göğüslerinin birini kesmeleriydi.
Bu iddia, MÖ 490’da milli değerlerine düşkün Yunan tarihçi Hellanicus’un yabancı Amazon kelimesinin Yunanca anlamını üretmeyi denediği zaman meydana çıktı. Amazon Yunanca bir kelime değildi; ama “mazon” göğüs kelimesine benziyordu ve Yunanca’da “göğsü olmayan” anlamına geldi. Bu nedenle Hellanicus, ismin Amazonlar’ın yay gerebilmeleri için göğüslerinin birini kestikleri anlamına geldiğini ileri sürdü. Görüşü sadece kendi çağının diğer Yunanlar’ı tarafından reddedilmedi; aynı zamanda hiçbir antik sanatçı bu fikri kabul etmedi. Yunan ve Roma sanatındaki tüm Amazonlar her iki göğsü de tam olarak görünür. Ayrıca uygulamaya bakılacak olursa kadın okçulara göğüsleri engel değildir.
Antik Yunanlar tarafından söylenen diğer bir yerleşmiş inanç ise Amazonlar’ın erkekleri köleleştiren ve erkek bebekleri sakat bırakan, öldüren ya da reddeden, erkek düşmanı, zorba bir grup olduğudur. Bu düşünce muhtemelen Yunanlar’ın kendi kadınlarına baskı yapmasından kaynaklandı. Onların mantığına göre kadınlar güçlü ve bağımsız olsalardı, erkekler boyun eğmeye zorlanan zayıflar olacaktı. Homeros ise Amazonlar’ı tanıtırken “erkeklerle eşit olanlar” der. Birçok Yunan şair ise savaşçı kadınları, insan sever olarak isimlendirir.
Bazı modern akademisyenler Amazonlar’ın savaşçı olmak için annelikten vazgeçtiğini ileri sürüyor. Fakat Yunan kayıtlarında hepsi anne soyunu izleyen Amazon nesillerinin olması bu düşünceyi zayıflatıyor. Buna ek olarak Yunanlar, Amazonlar’ın bebeklerini kısrak sütüyle beslediklerini anlattılar. Amazonlar’ın anne olmadığıyla ilgili düşüncenin yanlışlığı, yaşamları 2.500 yıl önce Yunanlar’ın Amazon hikayelerine esin kaynağı olmuş, göçebe atlı kadın okçuların mezarlarıyla kanıtlandı. Arkeologlar, silahlarıyla gömülmüş kadın savaşçıların iskeletlerinin yanında bebek ve çocuk iskeletleri de keşfettiler; bu nedenle savaşçı kadınlar da kesinlikle anneydi.
Son olarak birçok modern akademisyen Amazonlar’ı tamamen Yunan icadı kabul ediyor. Fakat araştırmalar, Orta Asya’nın geniş bozkırlarındaki kadın savaşçıların İskit göçebeleriyle temas eden diğer antik kültürleri de etkilediğini ortaya çıkarıyor. Amazon benzeri savaşçı kadınların maceralı öyküleri ve tarihsel açıklamaları Mısır, İran, Kafkasya, Orta Asya, Hindistan ve hatta Çin’de bile ortaya çıktı.
İki Amazon, MÖ dördüncü yüzyılda görünen bu detayda bir erkek askeri yeniyor. Amazon lahitleri. Floransa Ulusal Arkeoloji Müzesi.
Yaralı savaşçılar
Yunanlar kendilerini boyalı pişmiş toprak kaplar ve tapınak frizleri üzerine yaptıkları savaş sahnelerindeki güçlü Amazonlar’ın tasvirleriyle çevrelediler. Bunun yanısıra yaralı Amazon figürleri heykeltraşlar arasında da popülerdi.