ÜSTAD DEDİ Kİ / Konfüçyüs Felsefesi
Kitaptan Notlar:
''İnsanlar beni tanımıyorlar diye üzülmeyeceğim, insanları tanımıyorum diye üzüleceğim.''
''Eski bilgileri yeniden gözden geçirip yeni bilgiler edinen kişidir ancak başkalarına öğretmenlik yapabilecek olan.''
''Bir insanın hataları, onun kafa yapısına uygundur. Şöyle bir hatalarını gözle, hangi erdemlere sahip olduğunu anlarsın.''
''Değerli bir kimse gördüğün zaman, onun seviyesine nasıl çıkacağını bir düşün. Değersiz bir kimse gördüğün zamansa, içine dön ve kendini incele.''
''Akıllı ve öğrenemeye meraklıydı, kendinden aşağı olanlardan sorup da bir şeyler öğrenmekten de utanmaz. İşte bu yüzdendir ki ona Kültürlü demişlerdir.''
''Yeterince güçlü olamayan kişi yarı yolda vazgeçen kişidir. Oysa sen önündeki yolu çizmişsin bile.''
'' ‘İyiliksever’ dediğimiz kişi, kendisiyle birlikte başkalarını da yetiştirmek ister. Kendi bilgilerini geliştirirken başkalarını da aydınlatmak ister. Başkalarına karşı tavırlarımızla içimizde olup bitenler arasında gerçek bir paralellik olması; işte buna iyilikseverliğin kaidesi denilebilir.''
''Gece gündüz durmadan akıp gidiyor, her şey bunun gibi.''
''Bir başkomutandan bütün ordusunu çalabilirsin; ama iradesine sahip bir adamın iradesini, kendisi sıradan biri bile olsa, çalamazsın.''
''Eğer insan başarıyı ilk sıraya koymayıp vazifesini önce düşünürse, bu elbette onun karakterini geliştirecektir. Başkalarının hatalarına yükleneceği yerde kendi hatalarını görse, bu değil midir onun kendi hatalarını düzeltmesine yardım edecek olan?''
''Yolları ayrı olanlar birlikte plan yapamazlar.''
''Sadece en akıllılarla en aptallar hiç değişmez.''
Kendi Notlarım:
Kendi zamanı için oldukça değerli sözleri olan üstad bugün için değerlendirildiğinde çoğuna hakim olduğumuz düşüncelerini ve öğretilerini aktarıyor bu kitapta.
Milattan önce 6. yüzyılda Çin'de yaşamış, doğru yola, huzura ve düzene doğru ahlak "jen", anne babaya ve atalara saygı "li" ile ulaşılabileceğini savunmuştur.
Herkesin doğuştan eşit olduğuna ve doğru ahlak ve eğitimle herkesin üstün insanlığa ulaşabileceğini savunan Konfuçyüs'ün kendi yazdığı hiçbir belge olmamasına rağmen, takipçileri ve öğrencileri sözlerini toplayarak "the analects" adıyla kitaplaştırmışlardır.
Öğretileri Çin kültürünün temeli olmuş, Japon ve Hindu kültürlerini de büyük ölçüde etkilemiştir.
- Çinlilerin başlıca dini olan Konfüçyüsçülüğün kurucusudur. O kendisinin, eski bilgelerin hikmetli sözlerini tekrarlamak suretiyle, barış ve iyi idareye katkıda bulunma misyonuna sahip olduğuna inanmıştır.
Öğretilerinde içinde bulunduğu toplumun sahip olduğu geleneklerle çok çelişmeden, fakat o gün popüler olan ilkel inançları reddederek dünyayı açıklamaya girişmiş düşünürdür. Batıl inançları küçük görmüştür, son derece şüphecidir. Konfüçyüs asla tanrıdan bahsetmez; ruh ve atalara saygı göstermekle beraber bu olguları tanrı kavramına yakın tutmaktan kaçınır.
Aslında bir yönetim bilimcisidir kendisi. Hayatı boyunca ülkesinin yönetimini kendisine devredecek bir kral arar, yönetimi toptan devredecek olmasa da kendisine adalet işlerini devreden bir kral bulur ama görevi, aldığı keskin kararlar yüzünden, kısa sürer. Bu keskin kararlar ise, misal modaya uygun giyinmeyi kumaş israfı olarak yorumlayıp; kaynakları kötü kullanmayı, yolların yanlış tarafında yürümeyi de düzeni bozmak gibi değerlendirip, çatır çatır idam kararları almış bir kişidir.
Söylemleri ne kadar bildik ve basit gibi görünse de söyleyiş tarzı açısından çok sağlamdır.
Aslında bir dinin kurucusu olmayan bilge.
Evet Konfüçyanizm onun adını taşımakta ama kendisinin bir din kurmak gibi bir düşüncesi yoktu zira Konfüçyüs dine pek az değinmişti, ölümden sonraki yaşamı konuşmaktan kaçınmış ve her türlü metafizik yaklaşımdan uzak durmuştu.
O'nun fikirleri dinden ziyade ahlak, erdem üzerineydi buna rağmen geçmişi arayan, tutucu biriydi. Altın çağ'ın geçmişte kaldığına inanır, eskinin ahlakını yakalamanın gerekliliğini savunurdu. Bu düşünceleri zaten mülayim olan Çin halkı üzerinde büyük tesir bırakmış, Konfüçyanizm denen din doğmuştu.
Konfüçyüs'ün ahlakçı öğretisinde metafizik öğelere, tanrıya yer yoktur. Ona göre ülkedeki imparator Gök'ün vekilidir ve erdemli, üstün bir insan olmak durumundadır. Ülkede huzurun, bütün toplumsal sınıflara ait bireylerin erdemli olması durumunda sağlanacağına inanır.
Diyalog ve monologlar şeklinde günümüze ulaşan Konfüçyüs metinleri, binlerce yıldır sayısız elden geçmiş, çeşitli düzenlemeler atlatmış ve tabiri caizse yalama olmuştur. Örneğin seçme diyalogları incelendiğinde kişisel gelişim kitabı tadı alınabilir. Öğrencilerin sorularına, erdemli insanın beş özelliği, üstün insanın olmazsa olmaz dokuz prensibi, şerefsiz insanların on yedi zarar ziyanı gibi kişisel gelişim kitapları formatında cevaplar vermesi Konfüçyüs’ün öğretim tarzıdır. Hatta bu kişisel gelişim kitaplarının tohumunu Konfüçyüs'ün attığını iddia edebiliriz.
''Konfüçyüs felsefesi'' insana ve topluma yöneliktir. İnsancıllığın esas alınması; bu doğrultuda hareket edilmesi, insanın içerisinde barındırdığı varsayılan hümanizmanın dışarıya salıverilmesi asıl olandır. Bozulan toplumsal yapının yerine yeni toplum yapısı inşa edilmelidir. Burada dikkate değer nokta yeni toplumsal yapının ''insancıl'' felsefeyi içermesidir.
Teşekkürler...